Kaide üzerinde duran taş heykelin yanındaydık... klasik tarzda, bir adam ve bir kadın... yarım kalan hareketleri özel bir mânâ taşıyormuş gibi duran. | Open Subtitles | كنا قرب بعض الاشكال الحجرية على قاعدة صخرية رجل وامرأة في مشهد كلاسيكي من جمود تلك الايماءات , بدت تحمل بعض الاهمية |
Uzun yıllar önce... bir adam ve bir kadın varmış. İkisi de casusmuş. | Open Subtitles | في مرة من المرات كان هناك رجل وامرأة كان كلاهما جاسوس |
Bu gecenin performansını adamak istediğimiz bir adam ve bir kadın. | Open Subtitles | رجل وامرأة نرغب في إهداء عرض الليلة لهما |
Bu gecenin performansını adamak istediğimiz bir adam ve bir kadın. | Open Subtitles | رجل وامرأة نرغب في إهداء عرض الليلة لهما |
Polis buradan yirmi kilometre uzakta bir kamyonun bir adam ve bir kadın tarafından çalındığını söyledi. | Open Subtitles | الشرطة أخبرتني أن شاحنة قد سُرقت من مزرعة تبعد 20 كيلومتر من هنا سرقها رجل وامرأة - وأنا لتوّي تلقيتُ اتصالاً - |
Bir adam ve bir kadın var, ve bir kaç çocuk... | Open Subtitles | هناك رجل وامرأة وبعض الأطفال، |
İki hemşire varmış. Bir adam ve bir kadın. | Open Subtitles | كان هناك ممرضان رجل وامرأة |
Bir adam ve bir kadın gelip aylık beş bin peso istedi. | Open Subtitles | رجل وامرأة قدما... وطلبا خمسة آلاف "بيزوز" في الشهر |
Kan kurumadan önce bir adam ve bir kadın | Open Subtitles | رجل وامرأة ينظر ترك تهويدة |
Bir adam ve bir kadın. | Open Subtitles | رجل وامرأة أمسك عليك لسانك، (سيث) |
Bir adam ve bir kadın. | Open Subtitles | رجل وامرأة |