Ama adaylık komitesinden ismimin geçeceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لكنّي أشكّ في أن يقبل إسمي مع لجنة الترشيح. |
Bu gece, cumhuriyetçi adaylık için olan kampanyamı sonlandırıyorum. | Open Subtitles | أنا أوقف حملتي الانتخابية لنيل الترشيح الجمهوري للرئاسة |
Bu seneki birçok muhteşem performans içinde sadece beş adaylık şansı varken fark edilmene çok sevindim. | Open Subtitles | أقصد، مع أداءات عديدة عظيمة في هذه السنة و خمسة ترشيحات فقط سعدت جداُ للاعتراف بك |
- Evet ama adaylık için olumlu bir neden bulmalısın. | Open Subtitles | نعم, ولكن عليك إيجاد سبب إيجابي للترشح |
Benim şu adaylık durumum olmasa senden böyle bir şey istemezdim, biliyorsun. | Open Subtitles | تعلم أني ما كنت لأطلب منك لولا أني قد ترشحت إلى الانتخابات |
Popülerlik olayına o kadar kapıldım ki, adaylık sebebimi unuttum. | Open Subtitles | انغمست في أحلام الشعبية حتى نسيت سبب ترشحي |
Favorileri daha yüksek çünkü henüz adaylık için başlangıç yapmadı. | Open Subtitles | إيجابياتُها فقط ترتفع لأنها لم تبدأ بالترشح |
Seçimlere adaylık koymaya karar verdiğimde aynı zamanda Chicago'ya kıyasla kişi başı daha çok cinayet vardı. | TED | في الوقت الذي قررت فيه الترشح للمنصب، كان لدينا نسبة جرائم قتل أعلى من تلك التي في شيكاغو. |
Bu beklenmeyen adaylık beni hem şaşırttı hem de onurlandırdı. | Open Subtitles | حسنا، أنا تشرّفت ومتفاجئ بهذا الترشيح الغير متوقّع |
Gitmem gerekmediğini biliyorum, ama adaylık açıklandığında Don herkesin onu pohpohlamasına izin verdi. | Open Subtitles | ، أعلم أنه ليس من المفترض أن أذهب ، و لكن .. عندما أتى الترشيح |
adaylık için, pusu raporunda durum kontrolü yapıyordum. | Open Subtitles | لقد كُنت أتأكد من حقائق تقريره عن الكمين من أجل الترشيح |
ve dürüst olmak gerekirse artık umuyorum ki, adaylık için ırkçılık konusunu daha fazla konuşmayacağız. | Open Subtitles | وفي الواقع, أتمنى ألا نسمع المزيد بشأن العنصرية بينما نناقش هذا الترشيح |
Benim tekrar düzlüğe çıkabilmem için bir adaylık yetmez Bob. | Open Subtitles | الترشيح لوحده ليس كفيلاً لتغيير أوضاعي يا بوب |
Bu adaylık tek bir kelimeden geçer: | Open Subtitles | يتلخص هذا الترشيح بكلمة "واحدة وهي "الرؤية |
Yine de, yedi adaylık hiç yoktan iyi. | Open Subtitles | و لكن مع هذا فسبعة ترشيحات تعني شيئاً ما |
Fayda sağlayan Matthews. Ben adaylık peşinde değilim. | Open Subtitles | (ماثيو) إستغل الموقف.لم أسعى للترشح |
Çoğu ankete göre bugün adaylık koysanız eski kocanız da dahil geçen dört Başkana karşı da kazanırsınız. | Open Subtitles | بكل الإحصائات لو ترشحت اليوم ستحصلين على فوز ساحق هزيمة لآخر أربعة رؤساء بما فيهم زوجك السابق |
James'le ikinizin adaylık açıklamam için istediğim tribün üzerinde çalışmanızı istiyorum. | Open Subtitles | أنت و(جايمس) أريدك أن تعمل على المدرج من أجل إعلان ترشحي |
Seçimlerde adaylık yarışı pahalıdır ve insanın kendi parasıyla bunu yaptığı duyulmamış birşeydir. | Open Subtitles | الترشح للمناصب الحكومية غالي الثمن , إلا إذا فزت وليس هناك من يفعل ذلك بأمواله الخاصة |
Beş dönemdir görev yapan ve partisinin başkan yardımcısı adaylık seçiminde yarışan senatör, hafta sonları kaldığı Chesapeake Koyu'ndaki evinin yakınında kanosunun kazara devrilmesiyle boğuldu. | Open Subtitles | العضو الخامس لمجلس الشيوخ و المتسابق الأخير للترشيح لنائب الرئيس يبدو انه تعرض لحادث غرق |
O bilekleri kesik dolu herif mi adaylık kazandı? | Open Subtitles | كومة الأيادي المقطوعة تلك حصل على ترشيح ؟ |
Ona adaylık üzerinde düşündüğümü söyledim. | Open Subtitles | حسنًا ، كنت قد أخبرتها أني أفكر بالترشيح |
Bu adaylık açıklamasıyla... | Open Subtitles | .... مع اعلان ترشيحه |