Seni affetmek için kendim bizzat görmeliydim. | Open Subtitles | إحتجت إلى فعل ذلك الأمر بنفسي لأسامحك |
Seni affetmek için buradayım, Damon. | Open Subtitles | جئت لأسامحك يا (دايمُن). |
Eğer beni affetmek için bir yol bulabilirsen, mutlu olmak için bir yol bulaiblirsen, bunu istemez misin? | Open Subtitles | لكن إن أمكنك إيجاد طريقة لمسامحتي إن وجدنا طريقة لنكون سعداء ألا تودي هذا؟ |
Ama bana beni affetmek için hazır olmadığını söyledi. | Open Subtitles | لكنه قال أنه غير مستعد لمسامحتي |
Ve seni artık affetmek için hazır olup olmadığımı bilmiyorum. | Open Subtitles | و لا أعلم ما إذاَ كنت جاهزاً لمسامحتك بعد أم لا |
Bu fırsatı sizleri affetmek için kullanmak ister. | Open Subtitles | إنه يريد أخذ الفرصة لمسامحتك |
Fakat beni affetmek için hazır olmadığını söyledi. | Open Subtitles | لكنه قال أنه غير مستعد لمسامحتي |
- Beni affetmek için hazırsan başka hiçbir şey bizi ayıramaz. | Open Subtitles | اذا كنتِ مستعدة لمسامحتي لا شيء سيوقفنا |
Endişelenme, seni affetmek için geldim. | Open Subtitles | لاتقلق، جئت لمسامحتك فقط |