| Hayır, Bay Agos. Bu duruşma, tahminimden fazla uzadı ve ben de yoruldum. | Open Subtitles | لا ، يا سيد أغوس لقد إستمرت هذه المحاكمة |
| Bay Agos Bayan Joyce'la, bu dava açılmadan hemen önce bizzat görüştünüz mü? | Open Subtitles | السيد أغوس هل قابلت شخصياً السيدة جويس قُبيل أن تبدأ هذه المحاكمة؟ |
| Bay Agos bana ucu açık bir soru soracağınızı ve bu sayede uzun bir cevap verebileceğimi söyledi. | Open Subtitles | حسنا ،ثم قال السيد أغوس كنت تسألني سؤال مفتوح غير محدد التي من شأنها أن تسمح لي التحدث لفترة من الوقت حول جوابي |
| Bay Agos'un tutuklanması, arama esnasında gerçekleşti Sayın Yargıç. | Open Subtitles | إن اعتقال السيد آغوس قد وقع أثناء عملية التفتيش يا سيدي القاضي |
| Bay Agos'un, yasadışı arama ve el koymaya karşı, 4.Kanun Değişikliği Hakları... | Open Subtitles | إن حقوق السيد آغوس وفقًا للتعديل الدستوري الرابع والذي يحميه من التفتيش أو الاعتقال غير القانوني |
| Ama tüm kanıtlarım Bay Agos'un hukuk firmasıyla bağlantılı birine çıkıyor, taklit edilmiş kanıtı... | Open Subtitles | ولكن كل ما عندي من الأدلة تشير لذلك ما يجري اتصال مع السيد أغوس ' محاماة، كما أنهم هم تقديم |
| Çok üzücü Bay Agos, çünkü ben hazırım. | Open Subtitles | لسوء الحظ يا سيد أغوس لأني مستعد |
| Bay Agos, savunmanın tanık listesinde değildi. | Open Subtitles | السيد أغوس ليس على قائمة شهود الدفاع |
| Bay Agos öncelikle merhaba. | Open Subtitles | السيد أغوس بادئ ذي بدء ، مرحباً |
| Sayın Hâkim, Bay Agos'un ifadesine dayanarak telekonferans yoluyla Yüzbaşı Gauthier'ye sorularımızı yöneltme izni istiyoruz. | Open Subtitles | يا سيادتك بناءاً على شهادة السيد أغوس نحن نطلب أن يُسمح لنا إستجواب الكابتن غوتييه فيما وراء البحار عبر مقابلة تلفزيونية |
| Agos ile birlikte olan iki ekip üyesini listelemişler, üçünü değil. | Open Subtitles | سجلوا اثنان من الطاقم الذي كان مع (أغوس) وليس كل الثلاثه |
| Bu cevap için Bay Agos mu sizi hazırladı? | Open Subtitles | هل السيد أغوس اعد لك مع الاجوبه؟ |
| Lockhart/Gardner'dan ayrılıp Florrick/Agos'a başlıyoruz. | Open Subtitles | "سنغادر شركة "لوكهارت\ غاردنر "و نؤسس"فلوريك\ أغوس |
| Agos ile birlikte olan iki ekip üyesini listelemişler, üçünü değil. | Open Subtitles | سجلوا اثنان من الطاقم الذي كان مع (أغوس) وليس كل الثلاثه |
| Kalinda Sharma, Bay Agos'la sosyal yakınlığının yanı sıra davalarında da yakın çalışıyor. | Open Subtitles | (كاليندا شارما ) تعمل بالقربمنقضاياالسيد(أغوس) فضلا ً, عن كَونها على علاقه إجتماعياً معه |
| Cary Agos'a çamur atılmasından ötürü kendini suçlu hissediyor, çünkü yanlış birşey yapmadı | Open Subtitles | إنهُ يشعر بالذنب لتلفيق التهمه (كاري أغوس) ؛ الذي لم يفعل شيئاً خاطئاً |
| Söyle bana. Cary Agos vekilliğe terfi etmeye hazır değildi. | Open Subtitles | تكلمي معي لم يكن كاري آغوس جاهزًا ليُرقّى إلى منصب النائب |
| Dört yıllıkların bazı edinimlerine baktım, Cary Agos bir şeyler satın almış. | Open Subtitles | تحريتُ عن الممتلكات التي اشتراها مؤخرًا محامو السنة الرابعة، فوجدت أن كاري آغوس اشترى شيئًا |
| Bay Agos'un yeni şirketine katılman gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أظن أن عليكِ أن تنضمي للسيد آغوس في شركته الجديدة |
| Eli Gold ile, kocam Vali Peter Florrick ile ve avukatım Cary Agos ile. | Open Subtitles | إيلاي غولد زوجي الحاكم بيتر فلوريك ومحاميّ كاري آغوس |
| Siz ve Bay Hayden ve Bay Agos izin için başvurmalı... | Open Subtitles | لا بد أن تتقدم أنت والسيدين آغوس وهايدن بطلب التصاريح |