| Tanrı bana şöyle dedi: "Kaderine terk edilen Ahaz gibi olmayın, | Open Subtitles | أخبرني الربّ، ألاّ يكون مصيرك كمصير (أهاز) وتتخلّى عنه، |
| "*Ahaz*, {Tanrı'nın Lanetlediği Kişi} olarak tanınacaktır." | Open Subtitles | معروفاً بـ(أهاز)، ملعوناً من الربّ" |
| Öncelikle Ahaz'ın kanı mısıra saçıldı. | Open Subtitles | الأول (أهاز)، سُفِك دمه على الذرة |
| Biz de, Ahaz'ın kanını tarlaya döktüğümüzde Tanrı'yla sözleşmemizi feshettik. | Open Subtitles | عندما أرقنا دم (أهاز) على الذرة |
| Ama o... yani Joseph... yani Ahaz kaçıyordu. | Open Subtitles | لكن (جوزيف) أقصد (أهاز) كان سيهرب |
| Yani, Ahaz... arkadaşımdı. | Open Subtitles | لأنّ (جوزيف) أقصد (أهاز) كان صديقي |
| Evet, Lanetli Ahaz. | Open Subtitles | أجل، (أهاز) الملعون |