| Ama sen sorduğuna göre kocamı 19 yaşındaki Aiden adında biriyle aldattım. | Open Subtitles | لكن منذ أن سألت أنا خنت زوجي مع فتى عمره 19، إسمه إيدن |
| Günlerdir Gretchen'e Aiden'dan bahsetmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | كنت أحاول التحدث مع جريتشن عن إيدن لأيام |
| Erez Lieberman Aiden: Herkes bilir ki bir resim 1000 kelimeye değerdir. | TED | إيريز ليبرمان ايدن: الجميع يعرف أن الصورة تعادل الف كلمة. |
| Şeffaflık sözümüzü tutmanı ve Aiden'ı organizasyonumuzun tüm yönlerinden haberdar etmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك ان تظهر الجانب الحسن من وعودك في الشفافيه وتزود ايدن بكل المعلومات عن شركتنا |
| Aiden, onu kulübeye sokacak kadar sakinleştirmek için günde üç kere koşturman gerekiyor. | Open Subtitles | أيدن يجب عليك ان تهرب منه ثلاث مرات في اليوم فقط لتهدأه كفاية لترجع به إلى السقيفة |
| - Scott'ı Isaac Lahey'i, Allison Argent'ı, şu ikizler Ethan ve Aiden'ı kastediyorum. | Open Subtitles | -أعنى "سكوت " أعنى "أيزاك ليهى" و"أليسون أرجينت" والتوأمان "إيثان" و"إيدين" |
| Aiden ve kuzeninin çok yakın olduklarını biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف أنهما كانا مقربان من بعضهم آيدن وإبنة خالته |
| Aiden'ın bana rüyalarından görüler verdiği için artık emin değilim. | Open Subtitles | منذ بدأ (إيدن) بإعطائي صور من احلامه لم أعد واثقة |
| "Aiden'ın hayaletleri gören garip bir annesi var" hariç her şeyi. | Open Subtitles | (أي شيء ماعدا أن (إيدن لديه أم غريبة تستطيع رؤية الأشباح |
| Evet. Geçtiğimiz yıl Aiden trambolinden düşmüş ve dikiş atılması gerekmişti. | Open Subtitles | نعم، أعني العام الماضي سقط (إيدن) من تلك اللعبة واحتاج لغرز |
| Olimpik gümüş madalya sahibi Aiden Reynolds'a büyük bir alkış verelim! | Open Subtitles | فالترحب (سيدر رابيدز) الكبيرة بالحائز علي الميداية الفضّية الأوليمبية (إيدن رينولدز) |
| Aiden, annenin sana, etrafı dağıttığın zaman topla dediğini hatırlar mısın? | Open Subtitles | (إيدن)، أتذكر كيف قالت ماما بأنك لو أحدثت الفوضي فعليك بتنظيفها؟ |
| - Aiden'ın yazdığı sayı Todd ve Sherry'nin oturduğu sokak numaralarının birleşimi. | Open Subtitles | ما الأمر؟ ،)الرقم الذي كتبه (إيدن (أنها مزيج بين عنواني (تود) و(شيري |
| Ve açıkça görülüyor ki Aiden'a son pazarlığa dahil edecek kadar güvenmiyorsun. | Open Subtitles | وكمان انت ماتثق في ايدن في المفاوضات الاخيره |
| Dinle, eğer Aiden kuruldaki adamım olacaksa kurulun en güçlü kişisiyle yakınlık kurmasını istiyorum. | Open Subtitles | اسمعي, ايدن لازم يدعمني بالتصويت علاقتة قوية مع الاعضاء |
| Ama Aiden'ın eski ingilizce ile konuşmayacağına söz veremem. | Open Subtitles | لكني لا أعدك بعدم خروج ايدن من هذه المجالس |
| Aiden, gerçekten, kan dolu bir havuza dalıp bir cadının ölüm yerinden geçip, bir alışveriş merkezinden çıkmamı, sana nasıl mantıklı bir şekilde anlatırım bilmiyorum. | Open Subtitles | ايدن , فعلا , لا أعرف كيف أشرحلك بالمنطق أني دخلت خلال قمع من الدماء ومن ثم قفزت فجأة إلى بقعة موت الساحرة دونا |
| - Aiden'ı korumak için tepki gösterdim. | Open Subtitles | أي شي مثل ذلك من قبل كانت ردة فعل لحماية ايدن |
| Aiden, Melvin'in elinden bir koku örneği aldım. | Open Subtitles | أيدن " لقد وصلت لمصدر الرائحة " " على يدي " مالفين إنه معطر نسائي |
| Parmağımda Aiden'in yüzüğü olmalıydı... | Open Subtitles | كان يجب ان أكون مع "أيدن" وخاتمه فى يديّ |
| - ... Daniel'in değil. - Aiden'le nişanlandın mı? | Open Subtitles | "وليس خاتم "دانيال - أنتِ و "أيدن" مخطوبين؟ |
| Evet. Derek nazikçe senden Aiden'la görüşmeyi kesmeni istiyor. | Open Subtitles | أجل، "ديريك" يطلب منك بكل أدب أن تتوقفى عن رؤية "إيدين" |
| Aiden. Yani burada canlı Wraithler mi var demek istiyorsun? | Open Subtitles | (آيدن)، أتقصد القول إنكم تحتفضون في هذا الكهف بـ((رايث)) أحياء؟ |
| Aiden'ı yatırıyor. | Open Subtitles | اوه، انها تضع ايدين الى السرير |
| Aiden artik çocuklarimizi savasin korkusundan uzak tutma gibi lüksümüz yok. | Open Subtitles | (أيدين)، ما عاد بوسعك تحمُّل تخبئة أطفالنا من ويلات الحرب. |