"aife" - Translation from Turkish to Arabic

• إيفا
• أيفا
• ايفا

Aife, bana bak. Buradan br çıkış yolu olmalı.
إيفا أنظري إلي ، لابد من وجود مخرج من هنا

Buras onun gücünü ve aklını götürdü, ama Aife seni koruyabilmek için dayandı.
أخذ هذا المكان عقلها و قواها قاومت إيفا فقط لتحميك لا تدعي ذلك يذهب هباءاً سأبقى بجانبها

Onun gerçek adı Aife ve bir süredir de senin için gelmesini bekliyordum.
- أسمها الحقيقى " أيفا " -وكُنت أتوقع أن تأتى لكِ مُنذ فترة

Aife o kadar niyetlendiyse, bırakalım o zaman bize gelsin.
أذا كانت " أيفا " مُصرة ، فأتركها تأتى لنا.

Ama aramızda ne kaldı veya kalmadıysa Aife'yle yüzleşirken bensiz olmanı istemiyorum.
ولكن اياً كان ما بقى بيننا -لا أريدك ان تُقاتلى " ايفا " بدونى

Aife benim Aydınlık kanıma sahip. Bir büyücü kanı.
ايفا تحمل دماء النور خاصتي دماء القوة

Büyü bozulduğu zaman ve biz Bo'yu hatırladığımızda, orada haz vardı. Ama Aife için, sadece kayıp çocuğunun,anıları vardı.
عندما تم إبطال التعويذة وتذكرنا بو عمّ الفرح ، ولكن إيفا تذكرت فقط فقدان إبنتها

Tamam, bak, Aife ve benim bazı problemlerimiz vardı.
" حسنا، انظري أنا و" إيفا كانت لدينا مشاكل

Bak, Bo'nun annesiyle savaşından sonra, yani Aife ile...
لا ، بعد قتال بو ضد والدتها إيفا

Aife Bo'nun biyolojik annesi.
إيفا " هي والدة "بو " البيولوجية"

Aife! Lütfen, konuş benimle!
إيفا كلميني من فضلك

Saskia aslında Aife. Aife da aslında senin annen.
" ساسكيا " هيا " أيفا " و" أيفا"هىوالدتك.

Aife bir dava olsaydı, nereden başlardık?
-لو أن " أيفا " هى القضية ، فمن أين نبدأ البحث؟

Çünkü Trick haklıysa ve Aife benim için bir şey planladıysa kendimi nasıl savunacağımı bilmeliyim.
لأن" تريك"لوكانمُحقاً، و" أيفا " لديها مُخطط من أجلى أُريد أن أعرف كيف أُدافع عن نفسى.

Aife bir şekilde ona kötü bir şey yapacak. Bu konuda onu ikna etmelisin.
"أيفا " تحمل السوء لها ، يجب أنتقتنعبهذا.

Diğerlerini uyarmadan önce Bo'yu uzak tutmayı umuyordum fakat Büyükler'in Aife'nin döndüğünü bilmeleri gerek.
لقد كُنت أتمنى أن ننقذ " بو " قبل أن أضطر الى أِخبار الأخرين. - ولكن " الشيوخ " يجب أن يعلموا بعودة " أيفا "

Sen gitmeden önce senden Aife'yla olan kavgama karışmamanı istemiştim.
قبل ان تغادر طلبت منك ان لا تتدخل في شجاري (مع (ايفا

Bak, Aife politikaya karıştı ve neredeyse hayatımızı cehenneme çeviriyordu.
اسمعي (ايفا) تورطت في السياسة وتقريباً دمرت كل شئ بالنسبة لنا

Aife'nın yerini belirleme çabası içinde olmadıkları sürece.
حتى الان لا يوجد محاولات (لتحديد مكان (ايفا

Aife.
"ايفا" هذا محرج!

Aife hakkında konuşmamız gerek..
يجباننتحدثعن" ايفا "