| Biz bir aile gibi konuşabiliriz. İkinizinde beni duymasını istiyorum. | Open Subtitles | يمكننا أن نتحدّث، مثل العائلة أريد كلاكما أن تسمعاني |
| Onun incinmesini istemiyorum, benim için aile gibi olmuştu. | Open Subtitles | أنا لا أُريد أذاها، هي كانت مثل العائلة لي |
| Mükemmel aile gibi görünüyorlar ama karısı evlendikten sonra içki sorununu öğrenmiş olmalı. | Open Subtitles | يبدون كالعائلة المثالية لكن لا بد انها تعرف عن مشاكل شربه عندما تزوجا |
| Bu takım aile gibi, ve ailen için her şeyi yaparsın. | Open Subtitles | هذا الفريق كالعائلة وأنتِ سوف تفعلين أي شيء من اجل العائلة |
| Şimdiye kadar normal bir aile gibi mi olduğumuzu sanıyordun? | Open Subtitles | ...هل تعتقد اننا نمر بظروف طبيعية كأسرة تمر بتجارب صعبة؟ |
| Ne zaman masaya oturup bir aile gibi akşam yemeği yiyeceğiz? | Open Subtitles | متى سنجلس سوياً على المائدة بحق الجحيم... ونتناول العشاء كأسرة واحدة؟ |
| Bu şartlar altında, sanırım bir aile gibi davranmalıyız. | Open Subtitles | في مثل هذه الظروف أعتقد أننا يجب ان نتجمع كعائله |
| Hayır, sorun yok baba. Herşey yararıma ve bir aile gibi... | Open Subtitles | هناك جميع أنواع الفوائد و هم مثل العائلة |
| Eski aile gibi değil tabii, yeni, daha iyi bir aile. | Open Subtitles | ليست مثل العائلة الأولى لكن عائلة جديدة وأحسن |
| Ziyaretçin olması güzel bir şey, aile gibi. | Open Subtitles | إنه لأمر لطيف أن يحظى المرء بزوار، مثل العائلة |
| Büyük, mutlu bir aile gibi görünüyorlardı. | Open Subtitles | هؤلاء الأشخاص مثل العائلة الجميع سعداء جميعهم أشخاص جيدون |
| Herkes egleniyor, kurtlarn döküyor. Tpk bir aile gibi. | Open Subtitles | الجميع يرقص، يتعاطى المخدرات.نحن كالعائلة. |
| Bu takım bir aile gibi ve aileler liderlerinin izini takip ederler. | Open Subtitles | هذا الفريق كالعائلة و العائلات تتبع مميزات قائدها |
| Örneğin pirinç unu ve şeker yeniden toplanan bir aile gibi birbirlerine tutunurlar. | Open Subtitles | علي سبيل المثال ، طحين الأزر والسكر يبقون معا كالعائلة عند اعادة لم الشمل |
| Ancak bir aile gibi birlikte çabaladık ve yapmamız gerekeni yaptık. | Open Subtitles | لكننا سنتجاوزها معا كأسرة واحدة ونفعل ماعلينا القيام به |
| Aslında düşündüm de belki belki bir şeyler yapabiliriz bir aile gibi. | Open Subtitles | في الواقع فكرت أنه ربما يمكننا أن نعمل الامور كأسرة واحدة. |
| Bana bir aile gibi beraberken başımızdan geçenleri hatırlatıyor. | Open Subtitles | وهذا يذكرني كل شيء لدينا تم من خلال معا كأسرة واحدة. |
| İçeri girip bir aile gibi yemek yiyelim. | Open Subtitles | يجب علينا جميعاً أن ندخل ونأكل مع بعض كعائله |
| Bunu birlikte başlattık ve birlikte bitireceğiz mutlu bir aile gibi. Anladın? | Open Subtitles | لقد بدأنا ذلك وسننهيه مثل عائلة كبيرة حقيرة سعيدة أتفهمين ذلك؟ |
| Buradaki herkes benim için aile gibi. | Open Subtitles | كلّ شخص هنا بمثابة عائلة بالنسبة لي. |
| Burayı kapatamazsın. aile gibi olduk. | Open Subtitles | ،لا يمكنك إنهاء هذه التجارة نحن أشبه بالعائلة هنا |
| aile gibi hissettik. | Open Subtitles | كنّا وكأننا عائلة |
| Birbirimizi bir aile gibi kollarız. | Open Subtitles | ونحن نهتم ببعضنا مثل الأسرة . |
| Peki, aile gibi olduğumuzu söylemiştin, bu yüzden neden öyle olmuyoruz? | Open Subtitles | حسناً لقد قلنا بأننا مثل العائله إذا لما لا نكون كذلك ؟ |
| Hayır, vardı. Sadece böyle gerçek bir aile gibi oturmadık. | Open Subtitles | كان يكفى و لكننا لم نجلس معاً كعائلة هكذا أبداً |