| Vali ayrılmak üzere, basın, ailenizle birlikte sayın valinin fotoğrafını çekmek istiyor. | Open Subtitles | رئيس البلدية على وشك أن يرحل وتريد الصحيفة إلتقاط صورة له مع عائلتك. |
| Ama Şükran Günü'nde ailenizle birlikte olmalısınız. | Open Subtitles | لكن يجب أن تكوني مع عائلتك في عيد الشكر |
| Eğer işbirlikçi olursanız, Bay Garcia'nın burada ailenizle birlikte kalmasını sağlayabiliriz. | Open Subtitles | ... إذا تعاونت معنا ,يمكن أن ننظر في "ذلك السيد . "غارسيا ... يمكن أن يبقى هنا مع عائلتك |
| Yarın sabah, ailenizle birlikte kahvaltı yaparız diye umuyorum ben. | Open Subtitles | الآن إسمع، أتمنّى منك وعائلتك ستتمكّنون لتناول الفطور معي غدًا صباحًا. |
| Mesela, neden ailenizle birlikte Causeway Köprüsü'ne güney yoldan geldiniz? | Open Subtitles | مثل: لماذا أنت وعائلتك كنتم تعبرون طريق الجسر انطلاقا من الجنوب؟ |
| Bir hafta sonu ailenizle birlikte bize katılmak ister misiniz? | Open Subtitles | هل تود أنت وعائلتك الانضمام إلينا في عطلة نهاية أسبوع مطولة؟ |
| ailenizle birlikte mi? | Open Subtitles | مع عائلتك |
| Ben bir tek... su an ailenizle birlikte güvende oldugunuzu garanti edebilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أضمن لك أنك وعائلتك بأمان |
| "Altın zürafayı bulun ve sizi ailenizle birlikte Afrika'ya gönderelim." | Open Subtitles | "ابحث عن الزرافة الذهبية وسنرسلك أنت وعائلتك إلى (أفريقيا)" |