Bana benziyor. Oranın saçmalık olduğunu ve oraya ait olmadığını biliyor. | Open Subtitles | إنّه مثلي، فهو يعرف أن المكان حقير، لا ينتمي إلي هناك |
Alacalı rengi ve sertliği, insana ait olmadığını akla getiriyor. | Open Subtitles | لون الصبغة و الخشونة يشير لأنه لا ينتمي لبشري |
Hiç, bir aileye... gerçekten ait olmadığını hissettiğin oldu mu? | Open Subtitles | هل شعرت يوما ما أنك حقا لا تنتمي لعائلة؟ |
Parçanın uçaktakilerden birine ait olmadığını mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | أنت تفكرين بان هذه الشظية لا تنتمي إلى هذه الطائرة المتحطمة |
İlk inceleme sonucunda bazı kanların kurbana ait olmadığını keşfettim. | Open Subtitles | أوّل بصيص نور، وجدتُ دماً لا يعود للضحيّة |
Hazinenin sana ait olmadığını söylemiştim. | Open Subtitles | لقد أخبرتك، الكنز لا يعود لك. |
Resmî işaret ve Antarktik Antlaşması'ndaki devletlerin bayrakları Antarktika'nın hiç kimseye ait olmadığını ve bilimin yararı ve insanlığın ilerleyişi için kullanılacağını hatırlatıyor. | Open Subtitles | هذه الشعائر و الاتفاقات القطبية ترفع رايات تذكرنا دائماً أن أنتاركتيكا ليست ملكاً لأى شخص لكنها محفوظة لخدمة العِلم |
Yaşamlarımızın, aslında bize ait olmadığını anlayabiliriz. | Open Subtitles | ربما نشعر الآن أن حياتنا ليست ملكاً لنا |
Ama uyum sağlaması için onca uğraştıktan sonra normal dünyaya ait olmadığını anladım. | Open Subtitles | ولكن بعد المحاولة لمساعدته على الانضمام إلى المجتمع , كان علي أن أوافق انه فقط لا ينتمي الى العالم الطبيعي |
Mösyö, aslanın size ait olmadığını ikimiz de biliyoruz. | Open Subtitles | يا سيدي كلانا يعلم أن الأسد لا ينتمي إليك |
Bence ikimiz de o gitarın sana ait olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | ...انظر كلانا نعلم ان ذلك الغيتار لا ينتمي لك حقاً |
Ve de bu dünyaya ait olmadığını bilip bu konuda bir şeyler yapmak isteyen kişiler. | Open Subtitles | الذين يعتقدون أنّه لا ينتمي لهذا العالَم و ينوون القيام بشيء حياله |
Oğlumu düşünüyorum ve korkuyorum, çünkü onun asla buraya ait olmadığını hissetmesini istemem. | Open Subtitles | بمجرد التفكير بأبني يشعرني بالخوف أنا لا أريده أبدا أن يشعر أنه لا ينتمي الى هنا أنا لا أعلم اذا كان قلبي يستطيع أن يتحمل هذا |
Biz ayrıca DNA testi yapıyoruz böylece herşey laboratuvara gittiğinde hangi şeylerin size ait olduğunu ve hangi şeylerin size ait olmadığını anlayabilirler. | Open Subtitles | ونجري اختبار حمض نووي أيضاً بحيث عندما تأخذ كلّ العينات إلى المختبر بإمكانهم أن يعرفوا ما ينتمي إليك وما لا ينتمي إليك من أشياء |
Pekala, eğer hepimiz, ben de dahil, bu olayın komikliğini benimsersek o zaman buraya ait olmadığını fark eder. | Open Subtitles | حسناً، إذا إحتضن جميعنا، وأنا منهم، سخافة هذه القضية، فستدرك عندها أنّها لا تنتمي هنا. |
- Ne zaman buraya ait olmadığını anlayacaksın, ...hiçbirimizin seni sevmediğini, ...arkandan yeleklerinle ve moral verici konuşmalarınla dalga geçtiğimizi? | Open Subtitles | أنك لا تنتمي إلى هنا أن لا أحد منا يُحبك بأننا نلفي النكات على صدرياتك |
Adamım, buraya ait olmadığını biliyorsun. | Open Subtitles | أنتَ تعلم أنك لا تنتمي إلى هنا فلذا أغرب من هنا. |
Hazinenin sana ait olmadığını söylemiştim. | Open Subtitles | لقد أخبرتك، الكنز لا يعود لك. |
Yaşamlarımızın, aslında bize ait olmadığını anlayabiliriz. | Open Subtitles | ربما نشعر الآن أن حياتنا ليست ملكاً لنا |