Beni kandıracak kadar akıllıydı. Sonra daha da ileri gitti. | Open Subtitles | كان ذكياً بما فيه الكفاية ليغريني, بعد ذلك تعدى حدوده |
Kumarhanedeki gençlerden biriydi. İyi çocuktu. akıllıydı. | Open Subtitles | كان فتى صغيراً من الكازينو,فتى ذكياً يا لجرأة هذا الفتى,في اليوم التالي فصلتة |
Hatta ufak bir çocuk için çok akıllıydı. | Open Subtitles | حتى عندما كان ولد صغير كان ذكياً |
Ve o çok tatlıydı ve çok akıllıydı ve senden nasıl hoşlandığına inanamıyordun. | Open Subtitles | إنها تبدو لطيفة هذه المرأة و ذكية يمكنك أن تصدق أنها قد انجذبت إليك أيضاً |
Evet, Kelly Irena'dan hoşlanmıştı. Güvenilirdi, akıllıydı, güzeldi, ağırbaşlıydı. | Open Subtitles | لقد كانت تستحق الثقة ذكية و جميلة و جليلة |
Çocuk gidip dönmemeyi bilecek kadar akıllıydı. | Open Subtitles | الطفل كان ذكيا بما فيه الكفاية ليبقى بعيدا |
O sana uygundu. ...ve güzeldi, ve çok akıllıydı. | Open Subtitles | لقد كانت مناسبة لك لقد كانت مناسبة لك ، وجميلة جداً ، وذكية جداً |
Bir arkadaşım vardı. En mantıklı insan değildi ama akıllıydı. | Open Subtitles | كان لي صديق، لم يكُن حساسًا، لكنه كان ذكيًا |
akıllıydı, başarılıydı, yakışıklıydı. | Open Subtitles | كان رجلاً ذكياً وناجحاً و وسيماً |
akıllıydı ve bunu biliyordu. | Open Subtitles | كان ذكياً وكان على علم بذلك |
Nino akıllıydı. | Open Subtitles | لأنَ نينو كانَ ذكياً |
Çok akıllıydı. Çok kibar olabiliyordu. | Open Subtitles | كان ذكياً و طيباً جداً |
Mike asla bunlara inanmazdı. O çok akıllıydı. Sadıktı. | Open Subtitles | لم يكن (مايك) ليصدّق مثل هذا الهراء لأنه كان ذكياً ومخلصاً. |
- Bu akıllıydı. - Süslü kevaşe! | Open Subtitles | ـ لقد كان تصرفاً ذكياً ـ إنها عاهرة! |
Bayan Watkins, Dedektif Cameron'ın ona karşı davasını duyana kadar avukatını istemeyecek kadar akıllıydı. | Open Subtitles | السيدة ويتكنز كانت ذكية أن لا تطلب محاميها حتى سمعت كامل قضية المحقق كاميرون ضدها |
O herseydi, adamım. akıllıydı, güzeldi. | Open Subtitles | اتسمت بكل ما هو مميّز يا صاح، كانت ذكية وجميلة. |
Gerçekten kültürlüydü, çok kültürlüydü ve akıllıydı. | Open Subtitles | كانت مثقفة, مثقفة بالفعل, و ذكية جداً |
En azından o, boşanmayı isteyecek kadar akıllıydı. | Open Subtitles | على الأقل كانت ذكية لتطلب الطّلاق |
akıllıydı, gözlerinde heyecan vardı. | Open Subtitles | كانت ذكية ، و كانت ذات عينين مثيرتين. |
akıllıydı, güzeldi çok ama çok gençti. | Open Subtitles | كانت جميلة و ذكية و صغيرة للغاية |
akıllıydı, sorumluluk sahibiydi ve Ermeniydi, tıpkı bizim gibi. | Open Subtitles | كان ذكيا ، و مسؤولا .. و أرمينياً ، مثلنا |
Güzeldi, akıllıydı ve ona deli gibi âşıktım. | Open Subtitles | لقد كانت جميلة وذكية ، وكنت مغرم بها بشدة |
Babam akıllıydı. Ben değilim. Çok doğru. | Open Subtitles | . لقد كان أبي ذكيًا لكني لست كذلك |
Nakit kullanacak kadar akıllıydı ama lobilerindeki ATM'den makbuzlarını aldım. | Open Subtitles | كان ذكي جداً ليستخدم الأموال نقداً لدي إيصالات من أجهزة الصراف الآلي من بهو الفندق الذي سكنوا به |