"akıntılarının" - Translation from Turkish to Arabic

    • تيارات
        
    • التيارات
        
    Bunun, Dünya'daki okyanus akıntılarının çöküşüyle başlayan bir felâket olduğu düşünülmekte. Open Subtitles كارثة يعتقد أن سببها انهيار نظام الأرض من تيارات المحيط.
    Sardalya sürüleri Vahşi Kıyı'nın kuzeyine geçerken, sıcak su akıntılarının karşı etkisiyle, soğuk sulara, kıyıya daha yakın yerlere gelmeye zorlanabilir. Open Subtitles عندما تمر أسراب السردين شمال الساحل البري تيارات المياه الدافئة المقابلة تدفع المياه الباردة أقرب إلى الشاطئ
    Bu durum, Dünya'nın ısınmasına ve okyanus akıntılarının dolaşımının durmasına sebep oldu. Open Subtitles سخَّنَ هذا الأرض و أوقفَ تيارات المحيطات عن الدوران.
    Dünyanın tamamındaki yüzey akıntılarının modellerine bakmak için uzaklaşırsanız bunların kuzey yarım kürede saat yönünde ve güney yarım kürede saat yönünün tersine seyahat eden, girdap adı verilen büyük döngüler oluşturduğunu göreceksiniz. TED ولو أنك نظرت من بعيد لترى أشكال التيارات السطحية حول الأرض، سترى أنها تشكل حلقات كبيرة تسمى دوامات، تتحرك باتجاه عقارب الساعة في نصف الكرة الأرضية الشمالي وبعكس عقارب الساعة في نصفها الجنوبي.
    Bu koloni burnun, rüzgardan korunan tarafında ve bu da okyanus akıntılarının buzu kırmasını engelliyor. Open Subtitles تستقر هذه المستعمرة في ملجأ على رأس بحري وهذا ما يمنع الجليد من الانكسار جراء التيارات البحرية
    Bu olay, okyanus akıntılarının düzenini yeni baştan şekillendirdi ki bu akıntılar da küresel iklimi etkiledi. Open Subtitles و صانعةً برزخ بنما. أعاد هذا تنظيم نمط تيارات المحيط عالمياً و الذي بدوره أثر على طقس العالم.
    Dünyanın diğer yarısındaki küçük bir kara parçasının coğrafi yapısındaki değişiklik okyanus akıntılarının yönünü değiştirir. Open Subtitles تغيُر في السمة الجغرافية لقطعة يابسة صغيرة على بعد نصف العالم عدلت مسار تيارات الأرض
    Deniz dağları, derin okyanus akıntılarının yönünü yukarıya doğru çevirerek besin öğesi dolu suları yüzeye çıkmaya zorlar. Open Subtitles الجبال البحرية تعطف تيارات المحيطات العميقة إلى الأعلى، تدفع المياه المحملة بالمواد الغذائية إلى السطح.
    Pisi balıklarının aksine denize yönelir gelgit akıntılarının yiyeceklerini planktonları, yoğunlaştıracakları açık denizdeki sığ suları ararlar. Open Subtitles و علي عكس الأسماك المفلطحة، فهي تتجه لداخل البحر إنها تبحث عن مياه ضحلة مفتوحة حيث تجذب تيارات المد معها البلانكتون بكثرة.
    Buz çağının başlangıcını hızlandırmak, karaları kutuplara doğru itmek ve okyanus akıntılarının akışını değiştirmek suretiyle kıta kaymasının büyük rol oynadığı bir iklim değişikliği oldu. Open Subtitles ثم هناك التغير المناخي المصاحب للانجراف القاري والذي لعب دوراً رئيسياً لا يقل عن تعجيل بزوغ العصر الجليدي بدفع الأرض تجاه القطب و تعديل تدفق تيارات المحيط
    Burası güçlü okyanus ve gel-git akıntılarının oluşturduğu labirentleri ve büyük olay için gerekli hayatî etkenleri bir araya getiren coğrafî koşullara sahip. Open Subtitles هذا المزيج يخلق متاهة تتدفّق عبرها التيارات القوية للمحيط والتيارات المدية جالبة المكوّنات الأوليّة الحيوية المطلوبة للازدهار

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more