"akla getiriyor" - Translation from Turkish to Arabic

• يطرح
• يشير إلى وجود

Bu durum çift dili olanlarla ilgili birçok soruyu akla getiriyor.
الأمر الذي يطرح المزيد من التساؤلات حول الأشخاص الناطقين بلغتين.

Bu da plastik döşemeli bir zeminde elektrik akımını nasıl ileteceğin sorusunu akla getiriyor.
الذي يطرح السؤال كيف يمكنك توصيل كهرباء على أرضية مشمعة؟

Bu da, bu denli güçlü bir cismin nasıl yaratıldığı sorusunu akla getiriyor.
هذا يطرح السؤال، كيف تم إنشاء مثل هذا الكائن القوي

Talebin şu soruyu akla getiriyor:
والنسيج وحتى الغزل و صنع دمية؟ طلبك يطرح بالتأكيد السؤال

Şaşırtıcı şekilde insanların eşyaları iki eliyle tutması kalabalıkta sadece solakların olmadığını akla getiriyor.
في دهشة، يأخذ الناس الأشياء بكلتا اليدين. مما يشير إلى وجود أشخاص غير عُسر في هذا الحشد الهائج.

Bu, duyusal işleme ile zekanın gelişimi arasında heyecan uyandıran bir bağlantıyı akla getiriyor.
فإنه يشير إلى وجود صلة محيرة بين المعالجة الحسية وتطور الذكاء.

İkinci seçenek bilimsel olarak biraz daha akla yatkın, ama bir soruyu akla getiriyor; yere gömülmeden bir parkta nasıl yürüyebilecek? Çünkü toprağa yaptığı basınç, kütlesinin ayaklarının altındaki alana bölümüyle hesaplanıyor.
الآن،الخيار الثاني يبدو أكثر قليلاً معقول علمياً، لكنه يطرح سؤال، كيف يمشي في الحديقة دون أن يغرق في الأرض بما أن الضغط الذي يمارسه على التربة يتم احتساب كتلته مقسوماً على مساحة أسفل قدميه؟

- Bu da bir soruyu akla getiriyor: Bunu neden yapıyorsun?
مما يطرح هذا السؤال، لمَ تفعلين هذا؟

Bu birkaç bariz soruyu akla getiriyor. Birincisi; ne diye?
مما يطرح أسئلة متعددة، من بينها، لماذا؟

Peki bu şöyle bir soruyu akla getiriyor; kanıt nerede?
لكن هذا يطرح سؤالاً، أين الدليل؟

Bu da bariz olarak şu soruyu akla getiriyor:
وهذا يطرح سؤالاً واضـحاً

Bütün bunlar tek bir soruyu akla getiriyor.
وكل هذا يطرح التساؤل...

Bu bir soruyu akla getiriyor, John.
مما يطرح السؤال (جون):