İkinci yol: Eşik değerin altında bir kuvvetle iterseniz, bir süre sonra ketçap akmaya başlayacaktır. | TED | الطريقة الثانية: إذا ضغطت بقوة أقل في نهاية المطاف، سيبدأ الكاتشب بالتدفق. |
Dalgalar yükselmeye devam eder, sular daha hızlı akmaya başlar ve kısa süre sonra bu 30 metre uzunluğundaki yosunlar akıntıya doğru eğilirler. | Open Subtitles | بينما يأخذ المد بالارتفاع، يبدأ الماء بالتدفق بسرعة تزداد تدريجياً، تجعل هذه الأعشاب العملاقة |
Her şey, bütün anı zihnime sel gibi akmaya başladı. | Open Subtitles | هذا الشيء بدأ فى التدفق لعقلى الذكرى الكاملة |
Yükseklerdeki dalların arasında baobabın özsuyu akmaya başlıyor. | Open Subtitles | اعصارة الباوباب بدأت في التدفق من الفروع العليا للشجرة. |
Böylece zehir,... ..vücuduna sel gibi akmaya başladı. | Open Subtitles | تفتحت مسربات الدماء و تدفق الدم إلى جهازه الدوري |
Çantalarıyla birlikte geldiklerini görünce salyalarım akmaya başlıyor. | Open Subtitles | لا أخفيك سراً بمجرد أن لمحتها، بدأ لعابي يسيل |
Güneş karları eritiyor ve sular uzun bir yol kat ederek tekrar okyanusa kavuşabilmek için yeniden akmaya başlıyor. | Open Subtitles | تذيب الشمس الجليد و يتدفق الماء في طريقه مرة أخرى ليبدأ رحلته الطويلة للعودة للمحيط |
Paralar akmaya başladığında, çift katlı bir şey de koyabiliriz. - Evet. | Open Subtitles | عندما تبدأ النقود بالتدفق ربما علينا أن نضاعف المبلغ |
Buz eridiğinde de su tekrar akmaya başlamış. | Open Subtitles | لذا، حالما يذوب الثلج، يبدأ الماء بالتدفق ثانيةً. |
Para akmaya başladığında, her şeyi unutacaklardır. | Open Subtitles | حالما يبدأ المال بالتدفق سوف ننسى كل شيء |
Gece yarısı yaptığımız bütün o çalışmalar bugün işe yaramıyor ama endişe etmeyin yarının mesajları akmaya başlamadan ve yeniden başlamadan önce birkaç saatimiz var. | Open Subtitles | كل العمل الذي قمنا به اليوم لا طائل منه لكن لا تقلق، لدينا بعض الساعات المتبقية قبل أن تبدأ رسائل الغد في التدفق |
Ama 18. yüzyılın konforsuz yolculukları ödemeye değer bir bedeldi çünkü makineler kuruldukça para da su gibi akmaya başladı. | Open Subtitles | لكن الرحلة الشاقة هذه في القرن الثامن عشر كانت قيمتها تستحق العناء حيث أنه بمجرد تركيب المحرك،سيبدأ المال في التدفق عليه |
Yiyecek ve yakıt Leningrad'a akmaya başladı. | Open Subtitles | الطعام و الوقود بدءا فى التدفق ( إلى داخل مدينة ( لينينجراد |
yumurtalık dokusunu naklettiğinde, akmaya başlayan kanı ve çalışmaya başlayan yumurtalıklarımı hayal etmeye çalıştım. | Open Subtitles | وعندما عالجت نسيج المبيض حاولت تخيل بدء تدفق الدم ومبايضي تبدأ العمل ثانيه |
1980'lerin başından itibaren aniden yükselişe geçen finansal sektör sayesinde şehre devasa miktarda servet akmaya başlamıştı. | Open Subtitles | كان هنات ثراء فاحش يضخ الى المدينة عن طريق نمو المؤسسات المالية هذا الثراء تدفق مع بداية الثمانينات |
Lavlar akmaya başladı! | Open Subtitles | يبدو أن تدفق الحمم البركانيه قد بدأ. |
Titremeye başladı ve sonra kan akmaya başladı. | Open Subtitles | بدأتترتعشومنثم.. بدأ الدم يسيل للخارج |
İşte şimdi, işte şimdi ağzımın suyu akmaya başladı. | Open Subtitles | انت الان تجعل لعابى يسيل |
Sonra kan geldi. Soğuktu. Yüzümden aşağı akmaya başladı. | Open Subtitles | ثم جاء الدم مع البرد الذي بدأ يتدفق إلى وجهي وعيني، |
Soğuktu. Yüzümden aşağı akmaya başladı. Gözlerime girdi. | Open Subtitles | بدأت أشعر بالبرد و كأنّه يتدفق على و جهي و عينايْ |