Sen o dersi arkadan ateş eden ölü akrabalarına uygula ihtiyar. | Open Subtitles | حسناً، لقد سعيت لهلاكك أيها العجوز حثالة الأقارب |
- Arkadaşlarına, akrabalarına baktın mı? | Open Subtitles | و تفقدت الأصدقاء و الأقارب ؟ فعلت كل ذلك |
Zorla kaçırmak sadece bir insana... ya da onun akrabalarına karşı bir tehdit olabilir. | Open Subtitles | عملية الإبتزاز عبارة عن تهديد ضد الشخص أو أحد أقربائه |
Eğer sen bu çocuğu suçlamayacaksan, o zaman çocuğun akrabalarına bilgilendir ve o zaman onlar gelir ve çocuğu götürürler. | Open Subtitles | إذا أنت لن تكلّف هذا الطفل، ثمّ يشعر أقربائه وله ' em يجيء ويلتقطه. |
akrabalarına güzel bir mektup yaz böylece burada olduğunu bilsinler. | Open Subtitles | إكتبِ رسـالة لطيفة إلى أهلكِ حتى يعرفــون أنّكِ هـنـا |
akrabalarına haber verilmeden, hiçbir ismin verilmesini istemiyorum. | Open Subtitles | لا اريد إعلان أي اسم حتى يتم إعلام أقاربهم |
Ten rengi de yakın akrabalarına göre daha açık tonda. | Open Subtitles | لون جلدها أيضاً متعدد الظلال الأكشف ،من جلد أقربائها القريبين |
Biraz acımasız gelebilir, ama bence Billy'yi bir süre akrabalarına göndermelisin. | Open Subtitles | ربما يكون الأمر قاسى عليك ولكن... ...اعتقد انه عليك أن ترسل بيلى لأقاربك لفترة |
Ve mutsuz ruh, geri dönüyor ve yaşayan akrabalarına dadanıyor. | Open Subtitles | و الأرواح الحزينة تميل إلى العودة ومطاردة الأقارب الذين على قيد الحياة |
Bu çocuk hakkında bir şey söyleyebilirim... akrabalarına iyi davranmıyor. | Open Subtitles | سوف أقول شئ واحد عن هذ الولد... ... إنه يغضب الأقارب بالتأكيد |
Düşünsene, mesela Clarence Darrow en verimli yıllarını işe yaramaz akrabalarına bakarak geçirse nerede olurduk? | Open Subtitles | أينسنكونإذا.. أقول (كلارنس دارو) كرس أفضل سنوات حياته للأشراف على أقربائه المهملين؟ |
Cleveland'daki akrabalarına haber verildi. | Open Subtitles | أبلغنا أقربائه في "كليفلاند". |
akrabalarına iyi olduğunu yaz. | Open Subtitles | إكتبِ إلى أهلكِ أنكِ بخـير |
"Yaşadığım sorunu iyi bir şeye dönüştürmek istiyorum. "Tüm hayranlarıma ve onların akrabalarına ulaşabilecek bir şeye. | Open Subtitles | " أريد تحويل مشاكلي إلى شيء جيد يصل إلى جميع أصدقائي و أقاربهم " |
Yakın akrabalarına haber vermek için. | Open Subtitles | وتبليغ أقاربهم. |
O günlerde, MSF ve tedavi merkezi her gün onlarca hastayı muayene ediyordu. Zaman geçtikçe, bu hastalığın ailelerine, çocuklarına, akrabalarına, topluma neler yaptığını gören hastaların ve insanların korkuları daha da arttı. | TED | في ذلك الوقت، كانت منظمة (أطباء بلا حدود) ومركز العلاج هناك، يعاينون أعداداً كبيرة من المرضى يومياً، حيث كان هؤلاء المرضى، و هذه المجتمعات يصبحون أكثر ذعراً مع مرور الوقت، مع هذا المرض وتأثيرهُ على أُسرِهم، على مجتمعاتهم، على أطفالهم، و أقاربهم. |
Onu terk etti ve Boca Raton'daki akrabalarına taşındı. | Open Subtitles | تركته، انتقلت مع أقربائها في (بوكا راتون) |
- akrabalarına ulaşmaya çalışalım. | Open Subtitles | - يجب الإتصال بـ أقربائها |
Elimizde çifte cinayet olabilir ya da ona ödeyeceğimi sana verebilirim ve Letonya'daki bütün akrabalarına büyük bir ev satın alabilirsin. | Open Subtitles | إما تكون جريمة مضاعفة أو أدفع لك ما كنت سأدفع له وتشترين منزلاً " كبير لأقاربك في " لاتفيا |