| Basınç, güçlü bir nefes hatta şiddetli bir aksırık onu yerinden çıkarabilir. | Open Subtitles | الضغط, النفخ القوى حتى العطس الحاد من الممكن أن يدمرها |
| Adına "aksırık, Tıksırık, Ağrı Kesici" "Eşinden boşanma cesareti verme" ilacı koymuştum. | Open Subtitles | كنت أسميه "اللهث ، العطس ، الألم ،الاقتحام" الدواءالذييعطيكالشجاعةلترك زوجك . |
| Tıpkı aksırık gibi. | Open Subtitles | إنه مثل العطس |
| Bu arada, şu doğaçlama aksırık gibi bilmek istediğim çok şey daha var. | Open Subtitles | بتلك الأثناء، إن بدرت عنهم عطسة خارجة عن المألوف، أريد أن أعرف شأنها. |
| Yani... insana daha çok aksırık gibi geliyor. | Open Subtitles | ) يبدوا أقرب إلى عطسة |
| Tıpkı aksırık gibi. | Open Subtitles | إنه مثل العطس |