"aksaklık" - Translation from Turkish to Arabic

    • خلل
        
    • نكسة
        
    • عقبة
        
    • الخلل
        
    • خللٌ
        
    Sisteminde cidden bir aksaklık vardı. Ama sorun bilgisayar değildi. Open Subtitles يوجد هناك خلل في نظامك لكنه لم يكن في الكمبيوتر
    Ama yakıt ikmalinde aksaklık çıktığı an hem başkan hem de amiralle yüz yüze konuşabiliyorum. Open Subtitles لكن فى اللحظة التى يوجد بها خلل فى الإمداد بالوقود, فأحصل على مقابلة شخصية مع الرئيس والأدميرال ؟
    Elektronik beyinde aksaklık olmuş ama eve gelirken sürdüm. Open Subtitles حسناً، لقد قال بأنه كان هناك خلل من نوعٍ ما في الكمبيوتر و لكنّي قُدتها الى المنزل و كان جيّداً
    Şu anki durumum sadece geçici bir aksaklık. Open Subtitles وضعي الحالي هو مجرد نكسة مؤقتة
    Fakat mükemmellik için ne kadar plan yaparsanız yapın her zaman bir aksaklık olur. Open Subtitles لكن مهما حاولت التخطّيط للكمال، دائمًا هنالك عقبة تقف بطريقك.
    Evet ama yine de yaşanan aksaklık tasarladığın programın bir sonucu. Open Subtitles لكن هذا الخلل يبقى نتيجة برنامج أنت صممته
    Işlem algoritması görmüş gibi görünüyor Anormallik haklı değil ne aksaklık hisseleri başladı Nerede (Ibis) azalmaya tahmini olarak 800 milyon dolar zarar aksaklık Hit - ... Algoritma - Open Subtitles ويبدو أن خوارزمية التداول شهدت حالة شاذة غير مبرّرة خللٌ ما حيث بدأت أسهم (إيبيس) بالإنخفاض
    Buna bir aksaklık diyorlar çünkü hiç kimse algoritmanın nasıl çalıştığını bilmiyor. Open Subtitles إنهم فقط يدعونه خلل لأنه لا أحد يفهم كيف تعمل الخوارزميات
    bilgisayarda bir aksaklık olduğunu ilk günden beri aynı söylemek kahretsin kusur O bu Akelmh sevmez Open Subtitles نفس قولنا منذ اليوم الأول أنه يوجد خلل في الكومبيوتر اللعنه ـ خلل ـ هو لا يحب تلك اكلمه
    Tanıştığımızda sana, programımızda bir aksaklık olduğunu söylemiştim. Open Subtitles قلت لك عندما التقينا لأول مرة، لدينا خلل في برامجنا.
    Birincil makinada bir aksaklık vardı. Open Subtitles كان هناك خلل مع الجهاز الرئيسي.
    O mu? Bir tür aksaklık var. Video bozulmuş. Open Subtitles حدث بها خلل ما وأصبح الفيديو تالف
    Ne olduğunu bilmek, öyleydi Teknik aksaklık Open Subtitles أنت تعلم ماحدث، لقد كان خلل تقني
    Aslında eğer küçük bir aksaklık düzeltmediysem, Open Subtitles في الواقع، إذا كنت لم إصلاح خلل صغير،
    Heart yöneticilerinin temel içgüdülerine hitap etmek için üretildim, ama programımdaki bir aksaklık beni daha yetenekli yaptı. Open Subtitles لقد بنيت لتلبية إلى الغرائز الأساس من المسؤولين التنفيذيين القلب، ولكن خلل في بلدي البرمجة جعلتني قادرة على أكثر من ذلك بكثير.
    Şu anki durumum sadece geçici bir aksaklık. Open Subtitles وضعي الحالي هو مجرد نكسة مؤقتة
    Bugün aksaklık oldu. Open Subtitles أنا أتفهم اليوم كانت نكسة
    Bu geçici bir aksaklık. Open Subtitles هذه نكسة مؤقتة
    Millet, nokta vuruşuyla ilgili ufak bir aksaklık var. Open Subtitles يا رفاق، لدينا عقبة طفيفة مع "إصطياد القناص"
    Haydee zekice "doğru yanlış" oyununu gizlese de ben bir yerlerde bir aksaklık hissediyor ve onun bir oyun oynadığından şüpheleniyordum. Open Subtitles ومع ذلك يمكنني أن أستشعر وجود عقبة في مكانٍ ما, على الرغم من أن ‫"‬هايدي‫"‬ خبّئت بذكاء لعبة, الخطأ أو الصواب, التي كنت أشكّ أنها تلعبها.
    Belki de daha çok aksaklık yaşamaya başlamalıyız. Open Subtitles ربما يجب أن نملك الكثير من الخلل
    Bir aksaklık. Open Subtitles خللٌ ما

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more