Ayrıntıları daha öğrenemedim ama, cesetteki kurt, kuluçka halindeki bir larva olabilir. Bu yaratık, ya da her ne ise, yumurta ya da larvalarını ısırığıyla aktarıyor. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا الكائن ينقل بيضه من خلال العض |
Evet, Kuzey Koreliler için para aktarıyor Irak için çalıntı tarihi eser, İran için nükleer materyal sağlıyor. | Open Subtitles | نعم, هو ينقل أمواله من شمال كوريا .يأخذ الاثار من العراق .يزود ايران بالطاقة النووية |
O da Sovyet Elçiliği'ne bilgi aktarıyor. | Open Subtitles | و هو في المقابل , ينقل معلومات للسفارة السوفيتية |
Bu tüpler içeri çekilen oksijeni, eninde sonunda alveollere aktarıyor. | TED | تنقل هذه الشعب الأكسجين المُستنشَق إلى الحجيرات الهوائية. |
Bence annen birçok endişesini sana aktarıyor. | Open Subtitles | أظنّ أنَّ أمّكِ تنقل لكِ الكثير من قلقها |
Tüm bunları yitiren dünyaya canlı olarak aktarıyor ve şimdi de izlemek için rahat koltuğundan ödeme yapıyor. | Open Subtitles | تنقل الحياة إلى العالم الذي فقد ذلك و يدفع ليشاهذ كل هذا من الراحة من على كرسي فخم |
Gençliği başka bir insana aktarıyor. İkinci bir hayat şansı pazarlıyordun demek. | Open Subtitles | إنها تحوله إلى شخص آخر، لقد كنت تبيع فرصة أخرى في الحياة للآخرين |
Jason'ın yüzünü zanlılar arasından alıp arabaya aktarıyor. | Open Subtitles | (تأخذ وجه (جيسون من الصف و تحوله إلى السيارة |
(alkış) Detektör görüntüyü bilgisayara aktarıyor. | TED | (تصفيق) ومن ثم ينقل الكاشف الصورة الى جهاز الكمبيوتر |
Birisi kontrolleri başka bir terminale aktarıyor. | Open Subtitles | شخص ما ينقل التحكم لمركز آخر |
- Neyi aktarıyor? | Open Subtitles | ينقل ماذا؟ |
Ve "Dedikoducu Kız'" canlı aktarıyor. | Open Subtitles | وغوسيب غير تنقل الحدث على المباشر |
Görüntüyü uydu üzerinden aktarıyor. | Open Subtitles | تنقل هذه الصور عبر القمر الصناعي |
Geçici olarak bir ölümlüye aktarıyor. | Open Subtitles | إنها تحوله مباشرةً إلي بشري. |