| Bu mekanın akustiği bir acayip. Ahşap doğramalar falan... | Open Subtitles | إن علم الصوتيات بهذا المكان جنوني فحسب إنه كما في الخشب الصلب و.. |
| Sesi bir müzik aleti olarak davranabilmek ve daha soyut sesler için kazı yapmak ve canlı çalmak, elektronik ve akustiği birleştirmek. | TED | القدرة على معاملة الصوت كأداة، و القدرة على البحث عن المزيد من الأصوات المجردة و العزف الحي عن طريق الخلط بين الإلكترونيات و الصوتيات |
| Kesinlikle. akustiği arttırır. | Open Subtitles | في الحقيقة ذلك يحسن إداء الصوتيات |
| Konserin organizasyonuna yardım ediyorum ve akustiği kontrol etmek istedim çünkü radyoda yayınlanacak. | Open Subtitles | نعم ، سأساعد في تنظيم الحفل وأردت فقط التحقق من الصوتيات لأننا سنبثّ على الراديو ، و... |
| Odanın akustiği mükemmeldir ve hiç köşe yoktur. | Open Subtitles | الصوتيات مثالية ولا يوجد زوايا. |
| - Buranın akustiği berbat. | Open Subtitles | هذه الصوتيات سيئه ولكنك لطيف جداً |
| Buranın akustiği berbat. | Open Subtitles | الصوتيات هنا سيئة |
| Buranın akustiği çok kötü. | Open Subtitles | الصوتيات هنا فظيعة |