Görünüşe göre Bay Vaziri edebi eserleri onu alçakgönüllü biri yapmış. | Open Subtitles | على ما يبدو فإن السيد فازيري متواضع فيما يتعلق بإنجازاته الأدبية |
Asla alçakgönüllü biriyle röportaj yapmam, asla. | TED | لن أوافق أبدا على إجراء مقابلة مع شخص متواضع. |
Abraham Lincoln gibi alçakgönüllü ve iddiasız rol modellerinden bahsederler. | TED | وكانت تلك الكتب تقدس شخصيات من مثل ابراهام لينكولن والذي كان يحب التواضع والابعتاد عن التعجرف. |
Onun için, bu konuda alçakgönüllü davran, yoksa insanlar gösteriş yaptığını düşünürler. | Open Subtitles | لذا كن متواضعا وإلا سيظن الآخرين أنك تتفاخر |
Bence ikiniz de fazlaca alçakgönüllü oluyorsunuz. | Open Subtitles | لكن لا يمكنك أن تأخذ المبيعات من البائع أظن أن كلاكما تتصرفان بتواضع للغاية |
alçakgönüllü davranıyor. New York'taki her ödülü kazanacak. | Open Subtitles | هي متواضعة وهي ستربح كل جائزة في نيويورك |
Ama kendini alçakgönüllü gösterecek bir şeyler yapmalısın. | Open Subtitles | كنت لأريد ان ازيل اسمك من على الجدار لكنّك تحتاج شيئاً لجعل نفسك متواضعاً |
alçakgönüllü koruyucunuz ruhlarınızın çobanı ve hayatınızın diktatörü Deez'in Deacon'ı. | Open Subtitles | لمحسنكم المتواضع راعيكم الروحي وقائدكم في الحياة ديكون رئيس ديز |
Ben alçakgönüllü bir soytarıdan başka bir şey değilim. Ya sen? Sen benim çok üstümde bir yerdesin.. | Open Subtitles | انا مجرد مهرج بلاط متواضع وانت اعلى مني بكثير. |
Öncelikle, mükemmel olduğunu bilmeyecek kadar alçakgönüllü. | Open Subtitles | أولاً، إنه متواضع ولا يتباهى بأنه مثالي. |
Öncelikle, mükemmel olduğunu bilmeyecek kadar alçakgönüllü. | Open Subtitles | أولاً، إنه متواضع ولا يتباهى بأنه مثالي. |
Yeni Dünya'daki arkadaşlarımdan ögrenmek için burda olan alçakgönüllü bir adamım. | Open Subtitles | إني رجل متواضع قد أتيت إلى هنا لأتعلّم من أصدقائي في العالم الجديد |
O ölmeye yüz tutmuş gözlerde, alçakgönüllü bir bağışlanma arzusu var. | Open Subtitles | فى هذه العيون التى تموت , كان هناك طلب متواضع كان هناك .. إعتذار |
Yaptığı her şeyden sonra, hala alçakgönüllü. Dikkat çekmeyi sevmeyen biri, aslında. | Open Subtitles | بعد كل ما فعله، مازال متوازن متواضع جداً، في الحقيقة |
Maslow'un yanlış düşünüp düşünmediğini merak eden birisi olarak, bu manevi ihtiyaca dair seçimi çok alçakgönüllü bulurum. | TED | بالنسبة لشخص كان يتساءل إن كان ماسلو مخطئا، إلا أنني وجدت أن فكرة تقديم الحاجيات الروحية أمر يدعو إلى التواضع. |
Üçüncü madde: alçakgönüllü olun. | TED | فالأمر الثالث هو: التحلي بقليل من التواضع |
Annen baban sana iyi baktılarsa, bu talih sana verildiyse en azından alçakgönüllü olmaya çalış. | Open Subtitles | ان كنت محظوظا كفاية بوالدين اهتمّيا بك جيدا حاول ان تكون متواضعا على الأقل. |
alçakgönüllü davranıp bu bağışı kabul ediyoruz. | Open Subtitles | أظن أننا بتواضع سنأخذه من هذا المؤمن. |
alçakgönüllü biri. Melek gibi bir kalbi var. | Open Subtitles | روح متواضعة , وقلب رحيم كقلب الحمل |
alçakgönüllü, aciz bir hizmetkar olarak karşındayım. | Open Subtitles | لقد أتيت قبلك خادماً متواضعاً وتائباً |
Bu alçakgönüllü ve meraklı iletişim sayesinde yeni şeyler öğrenmeye çalışıyoruz. | TED | إذ أنه ومن خلال هذا النوع من التواصل المتواضع والمليء بالفضول نتمكن من محاولة البدء في تعلم أمور جديدة. |
alçakgönüllü başlangıçların için çok önemli şeyler yapıyorsun ama aslında hiçbir zaman gerçekten (...) | Open Subtitles | لقد فعلت الكثير لكي تغطي على بداياتك المتواضعة لكنك لم تنجح بذلك |
Nakit, ne olursa alçakgönüllü veya utangaç davranmayın. | Open Subtitles | أي عملة, أي شيء على الإطلاق، يجب عليكم ألا تكونوا متواضعين أو خجولين. |
alçakgönüllü gibi gözüküyor ama aslında dünyayı ele geçirmek istiyor. | Open Subtitles | يتظاهر بالتواضع ولكنه حقيقه يريد .. أن يقهر العالم |
"alçakgönüllü ve tövbekâr" bana uymayabilir. | Open Subtitles | اختفى التواضع والتوبة لإفساح المجال أمام الترقب والصبر |
Ve alçakgönüllü. | Open Subtitles | ومتواضع. |
Senin gibi gerçek kahramanlar daima alçakgönüllü olur, Liam. | Open Subtitles | -الابطال الحقيقيين امثالك دائما متواضعون. |
alçakgönüllü, sakin bir ulusal kahraman gibi konuşmak ve.. | Open Subtitles | ولكن بدلا من أن تقوم بكل تواضع وهدوء بلعب دورك كبطل قومي |