Yardım etmeyi, yapmamız gereken bir şey olarak görmeye alışığız. | TED | اعتدنا على التفكير في العطاء على أنه شيء يجب أن نفعله |
Buna alışığız çünkü bunu sürekli yapıyoruz. | Open Subtitles | ونحن اعتدنا عليها لاننا نقوم بها علي الدوام |
O bir şeylere göz kulak olmaya alışık ve biz de göz kulak olunmaya alışığız. | Open Subtitles | كان معتاد على البحث عن الأشياء بصعوبة.. ..ونحن اعتدنا أن نحصل على كل شيء بسهولة |
Adamlarım ve ben emsalsiz meydan okumalara alışığız. | Open Subtitles | أنا ورجالي معتادون على التحديات الفرديه. |
Adamlarım ve ben emsalsiz meydan okumalara alışığız. | Open Subtitles | أنا ورجالي معتادون على التحديات الفرديه. |
Burada Middle'da bazı şeylerin birden gelmesine alışığız. | Open Subtitles | عندنا في الوسط إعتدنا على إنهمار الأشياء علينا |
Biz açlığa alışığız. | Open Subtitles | لقد إعتدنا على الجوع |
Ve bu işte iyiyiz çünkü bunu yapmaya alışığız. | Open Subtitles | ونحن نجيد الحرب لاننا اعتدنا عليها |
Şu anda olduğu gibi hepimiz ölümlere çok alışığız. | Open Subtitles | والآن، جميعنا اعتدنا على الموت |
Kapının vurulmasına alışığız. | Open Subtitles | اعتدنا ان نطرق الباب |
Biz takım olarak çalışmaya alışığız da. | Open Subtitles | نحن معتادون على الأشخاص الذين يتعاملون كفريق |
Cesetlerin bizi bulmasına değil biz cesetleri bulmaya alışığız. | Open Subtitles | نحن معتادون على إيجاد على الجثث وليس على أن تجدنا الجثث |
Bizi şaşırttınız. Erkeğin arkadaşlarına gelinlik almasına alışığız. | Open Subtitles | قد يدهشك هذا ، لكننا معتادون "على شراء الرجال من أجل "أصدقائهم |
Biz güneyliler daha zarif yapılanına alışığız. | Open Subtitles | نحن جنوبيون معتادون على المجاملة |
Buna çok alışığız. | TED | نحن معتادون على ذلك. |
Nefrete alışığız. | Open Subtitles | إعتدنا أن نكون المكروهين. |