Yetenekli bir cadının doğuştan gelen dört, hatta beş yeteneğinin kız filizlenmeye başlarken kendini göstermesi alışılmadık bir durum değildir. | Open Subtitles | ومن غير المعتاد أن تظهر ساحرة موهوبة في ريعانها أربعة أو خمسة قدرات فطرية. |
Yetenekli bir cadının doğuştan gelen dört, hatta beş yeteneğinin kız filizlenmeye başlarken kendini göstermesi alışılmadık bir durum değildir. | Open Subtitles | ومن غير المعتاد أن تظهر ساحرة موهوبة في ريعانها أربعة أو خمسة قدرات فطرية |
Eminim gece kulübünde şarkıcılıktan sekreterliğe geçmek epey alışılmadık bir durum ama oldukça yetenekli ve organize olduğumu garanti ederim. | Open Subtitles | أنا متأكدة من أنه يبدو أمر غير تقليدي الانتقال من مغنية في ملهى ليلي إلى سكرتيرة ولكن يمكنني أن أؤكد لك |
Tamam. Yürü bakalım. alışılmadık bir durum ama oyuncu yönetmeni domuz gribi. | Open Subtitles | نعم أعلم أنه إلى حد ما أمر غير تقليدي |
Bu alışılmadık bir durum ve bazen HIV'de görülür. | Open Subtitles | إنها حالة غير عادية وانها شهدت في بعض الأحيان في فيروس نقص المناعة البشرية. |
Bir kişinin bu kadar parayı nakit şekilde istemesi, biraz alışılmadık bir durum da. | Open Subtitles | انها مجرد حالة غير عادية إلى حد ما بالنسبة لنا طلب الشخص هذا الكم الهائل نقدا |
Pek de alışılmadık bir durum. | Open Subtitles | شئ غير مألوف تماما |
Pek de alışılmadık bir durum. | Open Subtitles | شئ غير مألوف تماما |
Yetenekli bir cadının doğuştan gelen dört, hatta beş yeteneğinin kız filizlenmeye başlarken kendini göstermesi alışılmadık bir durum değildir. | Open Subtitles | ومن غير المعتاد أن تظهر ساحرة موهوبة في ريعانها أربعة أو خمسة قدرات فطرية |
Şimdi bu belli ki birazcık alışılmadık bir durum ama benimle iş görüşmesi yapmanız yerine Lester ve Betty'yle yapmanızı istiyorum. | Open Subtitles | الآن، من الواضح أنّ هذا أمر غير تقليدي إلى حد ما ولكن بدلاً من إجرائي المقابلة معكِ، أريدك أنْ تجري مقابلة مع ليستر وبيتي. |
alışılmadık bir durum. | Open Subtitles | هذا أمر غير تقليدي بعض الشئ |