Telaşlanma. Ürpertici de olsa bu duyguya Alışacaksın. | Open Subtitles | لا تقلق، ستعتاد على الشعور المخيف والمقرف |
Alışacaksın yüzbaşı. Kesinlikle emin olabilirsin. | Open Subtitles | ستعتاد على ذلك يا كابتن ، تأكد من ذلك |
Onlara Alışacaksın. | Open Subtitles | ستعتادين على ذلك |
Bu hisse Alışacaksın, onu kucaklayacaksın. | Open Subtitles | عليك أن تعتاد على الشعور بهذا حتى ترحب بهم |
Karanlık, biliyorum, ama Alışacaksın. | Open Subtitles | أعلم بأن المكان مظلم، لكنك ستتعود على هذا الأمر |
Bak, buna alışık olmadığının farkındayım ancak Alışacaksın. | Open Subtitles | انظري، أعرف أن هذا ليس ما اعتدتِ عليه، ولكنكِ ستعتادين عليه. |
Buna Alışacaksın, hayatına devam etmen gerekiyor. | Open Subtitles | ستعتاد على ذلك يجب عليك المضي قدماً |
Buna Alışacaksın tatlım. | Open Subtitles | ستعتاد على ذلك عزيزي |
Alışacaksın. | Open Subtitles | ستعتاد على الامر |
Alışacaksın. | Open Subtitles | ستعتاد على الأمر |
Bak gör, Alışacaksın. Kendi iyiliğin için. | Open Subtitles | ستعتاد على هذا الطعم, سترى |
Ama Alışacaksın. | Open Subtitles | ولكنكِ ستعتادين على الأمر |
Peynirli makarnaya Alışacaksın. | Open Subtitles | ستعتادين على الماك والجبن |
Buna Alışacaksın. | Open Subtitles | ستعتادين على الأمر |
Bu tür görevlere Alışacaksın. | Open Subtitles | سوف تعتاد على هذا النوع من العمل |
- Hapiste dokunulmaya Alışacaksın. | Open Subtitles | حسنا، كنت gonna تعتاد على أن لمست في السجن. |
Sen Alışacaksın, arkadaşım. | Open Subtitles | . أنت الذي ستتعود على هذا ، يا صديقي |
Kötü değil. Alışacaksın. | Open Subtitles | إنها ليست بهذا السوء ستعتادين عليه |
Evet. Bensiz idare etmeye Alışacaksın. | Open Subtitles | بلى , ستفعلين وستعتادين على التصرف بدونى |
Sana çok uzak geliyor ama daha Alışacaksın. | Open Subtitles | بينما هي أمامك إنها اعلى من راسك قليلا لكنك ستتعودين على ذلك |