Hayır,ama kendi kurumsal hesaplarından büyük miktarlarda para çekme alışkanlığı var. | Open Subtitles | كلا، لكن لديه عادة جني سحوبات نقدية ضخمة من حسابات شركته |
Ama görünen o ki kurbanımızın çeşitli riskli davranışlarla her yıl düzenli olarak kendini yaralama alışkanlığı var. | Open Subtitles | لكن يبدو أن ضحيتنا لديه عادة بإصابة نفسه سنوياً عن طريق مخاطر متنوعة |
Endişelenme. Senin kardeşinin geri dönme gibi bir alışkanlığı var, unuttun mu? | Open Subtitles | لا تقلقي,اخيك لديه عادة بالقفز راجعاً,اليس كذلك؟ |
Biraz kilo vermek istiyor ve internet kumar alışkanlığı var. | Open Subtitles | أن أنه يريد خسارة بعض الوزن، وأنه لديه إدمان على المقامرة على الإنترنت. |
Lincoln Gerald'ın bir temsilcisinin bazı şeyleri kontrol etmek gibi sinir eden bir alışkanlığı var. | Open Subtitles | المندوب لينكولن وجيرالد لديه العادة المزعجة من التدقيق على الأشياء. |
- Hanımın, insanın hayatını alt üst edecek bir alışkanlığı var. | Open Subtitles | -السيدة تعيد توريط نفسها بعادة تحويل حياة الشخص رأساً على عقب |
Bütün dünyanın yükünü omuzlama, onu ilgilendirmeyen sorumlulukları üstlenme gibi bir alışkanlığı var. | Open Subtitles | لديه عادة سيئة من تحمل ثقل العالم على كتفيه، الأعباء التي لا بل له على تحمله. |
Kafamın içine her türlü bilgiyi sokmak gibi bir alışkanlığı var. | Open Subtitles | كانت لديه عادة في حفر كل أنواع الحقائق في رأسي. |
Elini kontrol ederken garip bir alışkanlığı var. | Open Subtitles | لديه عادة مثيرة لاهتمام عندما يتحقق من يده. |
Bütün Dünya'nın yükünü omuzlarında taşımak gibi kötü bir alışkanlığı var; | Open Subtitles | لديه عادة سيئة من تحمل ثقل العالم على كتفيه، |
Çözmeye başladığı birçok problemi yaratmak gibi kötü bir alışkanlığı var. | Open Subtitles | لديه عادة فظيعة بخلق نفس المشاكل التي يذهب لحلّها |
Kötü haber, oğlunuzun pis, sağlıksız bir alışkanlığı var. | Open Subtitles | أخبار سيئة ابنكما لديه عادة سيئة ضارة |
Yani, kendisine ve çevresindekilere bazen sorun çıkarma gibi bir alışkanlığı var, ama... | Open Subtitles | لديه عادة سيئة بتوريط نفسه و الآخرون من حوله في المشاكل لكن... |
Bunun kız arkadaşlarını kaybetmek gibi bir alışkanlığı var. | Open Subtitles | هذا لديه عادة ودائماً مايخسر صديقاته |
Eski onların genç kadınları davet bir alışkanlığı var. | Open Subtitles | الرجل العجوز لديه عادة دعوة الفتيات له... |
- Doğru söylemiş. Annenin öyle kötü bir alışkanlığı var. | Open Subtitles | -لقد كانت تنتاب أمك تلك العادة المزعجة |
Bak, bu kasabadaki insanların vampire dönüşmek gibi kötü bir alışkanlığı var. | Open Subtitles | أهل هذه البلدة يتّسمون بعادة سيّئة للتحوُّل إلى مصّاصين دماء |
Gözümden kaybolmak gibi kötü bir alışkanlığı var da. | Open Subtitles | -إنّها تتسم بعادة سيّئة للاختفاء عنّي . |