"alışkanlığım" - Translation from Turkish to Arabic

    • عادتي
        
    • معتادة
        
    • عادات
        
    • لدي عادة
        
    Yeni gelen çalışanlarıma da neyi yapıp yapmayacaklarını söylemek gibi bir alışkanlığım yok. Open Subtitles ليست من عادتي أن أملي على موظفيني الجدد ما بإمكانهم فعله أو لا
    Evine davetsiz olarak gelme alışkanlığım olmadığını bilirsin. Open Subtitles أنت تعرف أنه ليس من عادتي القدوم إلى منزلك بدون دعوة
    Bifteğimi yerden toplayıp yemek gibi bir alışkanlığım yok, Peter. Open Subtitles ليست من عادتي ان أكل شريحة لحم على الارض
    Benim kalacak yeri olmayan Amerikalı genç adamları evime getirme gibi bir alışkanlığım yok. Open Subtitles لَست معتادة أن أجلب الشباب الضالّون الأمريكان الى البيت
    Gecenin ikisinde sarhoş erkekleri evime almak gibi bir alışkanlığım yoktur. Open Subtitles لست معتادة على السماح لرجال مخمورين بالدخول لمنزلي عند الساعة الثانية صباحاً
    Küçükken birkaç garip alışkanlığım vardı. TED عندما كنت طفلة صغيرة كان لدي عادات غريبة
    - İyi bir alışkanlığım da yok. Open Subtitles و أنا الآخر ليست لديّ عادات حسنة
    Benim uzmanlığım, koku alma duyumu kullanma alışkanlığım. Open Subtitles طالما لدي عادة إستخدام حاسة الشم في مهنتي
    Üzgünüm. 10'da yatmak gibi bir alışkanlığım var. Open Subtitles أنا آسف , لكنها عادتي أن أنام بحلول العاشرة
    Diet soda alışkanlığım kontrolden çıkmak üzere. Open Subtitles عادتي لتناول مشروب الصودا الخالي من السكر أصبحت خارج نطاق السيطرة
    Güvenemediğim insanları temsil etmek gibi bir alışkanlığım yok. Open Subtitles ليس من عادتي أن أمثل أشخاصاً لا أستطيع الوثوق بهم
    Hastalarımın batıl inançlarını cesaretlendirmek gibi bir alışkanlığım yok. Open Subtitles ليس من عادتي تشجيع خرافات المرضى
    ama bu alışkanlığım sırasında alışkanlığımdan geri kaldığımı itiraf etmeliyim. Open Subtitles لكني أعترف بالنزوح عن العادة في أثناء عادتي!
    Geri çekilme gibi bir alışkanlığım yoktur. Open Subtitles ليست عادتي أن أتراجع
    Galiba, eğer yöneticiysen sevdiğin kişiler için istediğin zaman indirim yapabildiğin restoran işletmeciliğinden alışkanlığım. Open Subtitles أظنّ أنني معتادة على عمل المطعم بحيث لو أنّك المسؤول يسعك الحصول على خصومات من أجل الأشخاص الذين تحبهم
    İnsanları öldürülmeleri için toplama alışkanlığım yoktur. Open Subtitles انا لست معتادة على مطاردة البشر
    Bay Denham şunu bilmenizi isterim ki yabancılardan sadaka yada bana ait olmayan... şeyleri alma alışkanlığım yoktur. Open Subtitles -سيد (دانون ) أريدك أن تعلم أنني لست معتادة على تقبل الصدقات من الغرباء -كل ما يهم هو أخذ أشياء ليست لي
    Hiçbir kötü alışkanlığım yok. Open Subtitles وليس لدي أي عادات سيئة.
    Hiç bir kötü alışkanlığım yok. Open Subtitles ليس لدي أي عادات سيئة.
    Benim başıboş hayvan toplama alışkanlığım var. Open Subtitles إن لدي عادة جمع الكلاب المشرّدة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more