"alışmıştım" - Translation from Turkish to Arabic

    • اعتدت
        
    • إعتدت
        
    • تعودت
        
    • أعتاد
        
    • إعتدتُ
        
    • كنت معتادة
        
    Denver'da postacı olarak çalıştığım için, her gün yürümeye alışmıştım. Open Subtitles خلال عملي كساعية بريد في دينفر اعتدت على المشي يومياً
    Bunlara alışmıştım. Çok dikkat etmezdim. Open Subtitles وقد اعتدت على سماع هذا, ولم أعد أوليه اى اهتمام زائد
    Oh, küçükken oyuncak bebeklerimle uyumaya alışmıştım. Open Subtitles لقد اعتدت على ان انام مع دماي منذو كنت طفله صغيره
    Seninle benim olan küçük özel bir şeye alışmıştım ve şimdi... Open Subtitles إعتدت أن أشعر أنه أنا وأنتي بيننا شئ خاص بنا والان
    Hatta, bu hisse o kadar çok alışmıştım ki, onu kaybetme ihtimali beni panikletmeye başladı. TED في الحقيقة، لقد تعودت عليه لدرجة أنني كنت أفزع عند تفكيري في احتمالية فقدانه.
    Artık yarım adam olmaya alışmıştım. Open Subtitles كنت بدأت أعتاد على حقيقة أني أصبحت نصف رجل
    Lisedeyken, büyük Broadway hayallerim vardı ve herkesin bana gülmesine alışmıştım. Open Subtitles ،أوتعلمي , عندما كنتُ بالثانويّة ،وكان لديّ كلّ أحلامُ بروادي الكبيرة لقد إعتدتُ بأن يتمّ السخرية علي .من قبل الجميع
    Fakat ben onlara alışmıştım. Ve bundan sonra onlarsız yaşayamam. Open Subtitles ولكنني اعتدت على وجودهم لا أستطيع المضي قدمًا بدونهم
    Ben de her gece, tam bu saatte kalkmaya alışmıştım. Open Subtitles وتخويفي بشدّة لذا اعتدت على الاستيقاظ في نفس اللحظة كل ليلة , لأرفع من معنويات نفسي
    Galiba siz iki avanağın yeniden bir arada olmasına alışmıştım. Open Subtitles أعتقد أنني اعتدت فقط على كونكما أيها الأحمقان معاً
    Onların sürekli yanımda olmasına o kadar alışmıştım ki şimdi ne olacak? Open Subtitles وقد اعتدت أن يكونا بجانبي طوال الوقت، فماذا أفعل الآن؟
    Eğer bilmen gerekiyorsa bir yoldaşın varlığına alışmıştım. Open Subtitles إذا كان لابد أن تعرفي فقد اعتدت على وجود رفيق معي
    Birkaç yıl önce sürekli görmeye alışmıştım. Open Subtitles لقد اعتدت على مشاهدته .في السنوات القليلة الماضية
    O aşamada, artık böyle mesajlar almaya alışmıştım. Ama bu defa farklı olarak, ailemi tehdit etmeye başladılar. TED عند هذه المرحلة، يجب أن أقول، اعتدت في الواقع على وصول مثل هذه الرسائل، ولكن ما اختلف هو أنهم بدأوا الآن يهددون عائلتي.
    İyi huylu urlar olmalarına çok alışmıştım. Open Subtitles اعتدت كثيراً أن تكون أورامي حميدة
    Eğer yine o eski bencil piç... olmak istiyorsan... durma, alışmıştım. Open Subtitles إن كنت تريد أن تبقى أنانياً وسافلاً إفعل ما يحلو لك فقد إعتدت على ذلك
    Sadece, kurbanların yabancı olmasına alışmıştım. Open Subtitles لقد إعتدت فقط على أن يكون الضحايا غريبين
    Uzun zaman önce alışmıştım bunu yapmaya. Rahat olun siz de. Open Subtitles إعتدت أن أفعل هذا منذ وقت طويل العمل بهدوء.
    Zamanımın çoğunu Tragerlar'la evde geçirmeye alışmıştım. Open Subtitles تعودت على قضاء أغلب وقتي في البيت مع تراجرز
    O ani kızarma o yandan göz süzmeler ben sana ulaşmaya alışmıştım. Open Subtitles , ذلك الهدوء المفاجئ وتلك الومضات المُنحرفة .لقد تعودت دائماً أن أحضر لك
    - Frolly'e alışmıştım sanki. Open Subtitles كنت بدأت أعتاد على فلوري
    Çok uzun zamandır orada o. Şimdiye kadar onu görmezden gelmeye alışmıştım. Open Subtitles كان هنا منذ زمن , لكني إعتدتُ أن أتجنبه
    Geçtiğimiz birkaç yıldır aşk hikâyeleri ile ilgili bir kitap üstünde çalışıyordum, yani kendi romantik aşk tecrübelerimi yazmaya blogumda alışmıştım. TED كنت أعمل على كتاب يتمحور حول قصص الحب خلال الأعوام الماضية، لذلك كنت معتادة على الكتابة حول تجاربي الخاصة المتعلّقة بالحب الرومنسي على مدوّنتي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more