| Sana ne alacağımı bilemedim. Üstelik ben alışveriş yapmayı pek beceremem. | Open Subtitles | لم أعرف ما آتيك به التسوق صعب علي نوعاً ما، لذا... |
| Bruiser'a internetten alışveriş yapmayı öğrettim. | Open Subtitles | باوليت، لقد علمت بروزر التسوق الإلكترونى وأظن أنه يمكننى التعامل مع الكونجرس |
| alışveriş yapmayı seviyorum. Bunun nesi yanlış? | Open Subtitles | أعني, أحب التسوق, هل يوجد شيء خطأ في هذا؟ |
| Muhtemelen annem spaları ve alışveriş yapmayı bana tercih eden mahkeme duvarı suratlı, sivri dilli ayyaşın teki olduğu için. | Open Subtitles | ربما لأن أمي كانت ل، حادة اللسان والكحولية الثلج التي تفضل التسوق والمنتجعات على قضاء الوقت معي |
| Belki de oğlumuz Barney's'den alışveriş yapmayı ve Katy Perry'yi sever. | Open Subtitles | تماسيح ؟ أتعلمون ربما يفضل إبننا التسوق فى محل بارنى |
| 'Çünkü başkalarının market arabalarından alışveriş yapmayı ne kadar sevdiğini iyi biliyorum. | Open Subtitles | لانني اعلم كم تحبين التسوق على سلال الناس الاخرين |
| Süpermarketten alışveriş yapmayı hiç öğrenemeyecek misin? | Open Subtitles | ألن تتعلمي التسوق في الأسواق المركزية؟ |
| Nerelerden alışveriş yapmayı severdi? | Open Subtitles | ما كانت أمكنة التسوق المفضلة لديها؟ |
| alışveriş yapmayı pek sevmem ama tabii bu-- | Open Subtitles | أنـا لا أحبُ التسوق ... لكن يعتمد الأمر على |
| alışveriş yapmayı seviyorsan, şanslısın. | Open Subtitles | اذا كنت تهوي التسوق , فانت محظوظ |
| alışveriş yapmayı sever misin? | Open Subtitles | هل تحبين التسوق ؟ |
| Ama doğru olduğu için komik olma durumu sadece doğru olan şey küçük bir şey ise geçerlidir mesela "Jennifer'ın alışveriş yapmayı sevdiğini herkes bilir," Ha ha ha. | Open Subtitles | الحقيقة جزءاً صغيراً مثل: "الجميع يعلم أنّ (جنيفر) تحبُّ التسوق". يجبُ عليكِ أن تأتي بشيءٍ من القلب, صراحةً |
| Kelly internetten alışveriş yapmayı çok seviyor. | Open Subtitles | ياإلهي) كيلي) يحب التسوق عن طريق الإنترنيت) |
| alışveriş yapmayı sever misin? | Open Subtitles | اسمعي هل تحبين التسوق ؟ |
| Teşekkür etmene gerek yok, seninle alışveriş yapmayı seviyorum. | Open Subtitles | لآ تشكريني أحب التسوق معك |
| O ikisini biliyorsun. Sonuçta insanlar alışveriş yapmayı bırakmadı. | Open Subtitles | لم يتوقف الناس عن التسوق. |
| Böyle alışveriş yapmayı sevmem. | Open Subtitles | لا أحب التسوق هكذا |
| alışveriş yapmayı seviyorum. | Open Subtitles | أنا احب التسوق! |