"alacakaranlıkta" - Translation from Turkish to Arabic

    • الغسق
        
    • الشفق
        
    Estragon adında kılıksız bir adam alacakaranlıkta bir ağacın yanına oturur ve çizmelerini çıkarmaya uğraşır. TED رجل رث يدعى استراغون. يجلس بالقرب من شجرة في الغسق ويحاول خلع حذائه بدون نجاح.
    alacakaranlıkta inmek zaten bir hayli zordu. Open Subtitles عملية الهبوط ذاتها فى وقت الغسق كانت صعبة بما يكفى
    alacakaranlıkta insanlar birbirilerini tanımak için bir araya toplanmıştı. Open Subtitles إلتم مجموعة من الناس على ضوء الغسق يتعرفون على بعضهم
    alacakaranlıkta oturup planlarımızı yaptığımız zaman çok güzeldi. Open Subtitles كان جميلا عندما جلسنا اثناء الشفق نضع خططنا
    ...seherin ilk ışıklarında... ..alacakaranlıkta, gururla selamladığımız bayrağımızı. Open Subtitles مع ضوء الفجر المبكر ما أشدنا به بفخر ،مع آخر لمعات الشفق
    alacakaranlıkta sessizce dolaşmak hünerlerinden biri gibi. Open Subtitles مثل حيلةٍ من حيلك. أن تتسللي داخلةً مع الغسق.
    Güzel alacakaranlıkta herkes dışarı mı çıktı? Open Subtitles في الغسق الجميل؟ هم جميعا يخرجون ؟
    Ben yine, bir zamanlar alacakaranlıkta en güzel takım elbisemle hayatın vaat ettikleriyle kasılarak Surrey parkını geçen o adam olabilirim. Open Subtitles قد أصبح مجدداً الرجل الذي ذاتمرةعبرالردهة... وقت الغسق في حلتي الأفضل، وتبختر على بشائر الحياة
    "Her biriniz, 18. doğum gününde akşam alacakaranlıkta... Open Subtitles كلّ واحد منكم سيمشي وقت الغسق في الذرة
    Bu adam alacakaranlıkta solmaktan başka bir iş yapmıyor gibi. Open Subtitles رجال مثله لا يتلاشون بهدوء في الغسق
    alacakaranlıkta şehirin dışında Sadece bir catal.. Open Subtitles قرب شوكة حراثة خارج البلدة عند الغسق
    alacakaranlıkta Athos ve arkadaşları ölmüş olacak. Open Subtitles قبل الغسق أثوس وأصدقائه سيموتون
    Bir akşam alacakaranlıkta geldiklerini gördüm. Open Subtitles في مساء ما ، وعند الغسق ... رأيتهميأتون
    alacakaranlıkta idam edilecek. Open Subtitles إنه سيُعدم عند الغسق
    alacakaranlıkta manzarası olağanüstüdür. Open Subtitles إنه مدهش في وقت الغسق
    Vaktiyle, alacakaranlıkta ıssız bir yolda yalnız yürüyen üç kardeş varmış. Open Subtitles "ذات مرة كان هناك ثلاثة أشقاء مُسافرون بعيداً في طريق متعرج... -عند الغسق "
    Vaktiyle, alacakaranlıkta ıssız bir yolda yalnız yürüyen üç kardeş varmış. Open Subtitles "ذات مرة كان هناك ثلاثة أشقاء مُسافرون بعيداً في طريق متعرج... عند الغسق
    "alacakaranlıkta Ölüm"de, psikozlu avukat yardımcısına, küfürbaz patronunu öldürtüp çömlek fırınına koydurtmuştum. Open Subtitles في كتابي "نموت عند الغسق" كان عندي مساعد محام مضطرب عقلياً قتل رئيسته المتعسّفة، ووضعها في فرن الفخار حوّلها ذلك إلى رماد في غضون ساعات
    Aslında evet. Çoğu alacakaranlıkta çıkar. Open Subtitles نعم ، في الواقع معظمهم يأتي من الشفق
    alacakaranlıkta görünüp iki arada yaşıyoruz. Open Subtitles مطاردة الشفق والعيش بينه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more