"alamıyordum" - Translation from Turkish to Arabic

• لم أستطع
• لم أتمكن

Tek bir kez bile şikayet etmemiş olsa da, kendimi, onun nasıl acı çektiğini düşünmekten alamıyordum.
لم أستطع التوقف عن التفكير في كم معاناته. رغم أنه لم يشتك ولو لمرة واحدة.

Çünkü örümcek ağı beni delirtiyordu. Örümcek ağını koyduğum yerden geri alamıyordum.
لأن خيوط العنكبوت دفعتني إلى الجنون لأني لم أستطع التلاعب بحركتها.

Nefes alamıyordum, ...çünkü ciğerlerim dumanla dolmuştu.
لم أستطع التنفس. كان مثل أن رئتي ممتلئتان بالدخان

Bazıları o kadar kötü kokuyordu ki nefes bile alamıyordum.
بعضهم كان لديه رائحة نتنة، لم أتمكن حتى من التنفس.

Gecenin yarısı uyandım ve nefes alamıyordum.
إستيقظت في منتصف الليل و لم أتمكن من التنفس

Evde duvarlar üstüme üstüme geliyor gibiydi. Nefes alamıyordum.
كان الأمر ولو أن الحوائط تُغلق علىّ . لم أستطع التنفس

Ama gözümü bir şeyden alamıyordum.
لكني لم أستطع التوقف عن التحديق بشيء ما.

Düşünemiyordum. Nefes alamıyordum.
لم أستطع التفكير. لم أستطع التنفس

Beni öyle sımsıkı sarmıştı ki... nefes alamıyordum.
خنقنيّ ذلك بشدة فقط لم أستطع التنفس.

Seni düşünmekten kendimi alamıyordum.
لم أستطع التوقف عن التفكير فيكَ

Neredeyse ölüyordum, nefes alamıyordum!
كنت على وشك الموت لم أستطع التنفس

Günlerdir doğru düzgün sinyal alamıyordum.
لم أستطع الحصول على اشارة منذ ايام

Düşünemiyordum ve nefes alamıyordum.
لقد كان عقلي يتسارع و لم أستطع أن أفكر

O kocaman yaratıktan gözlerimi alamıyordum.
لم أستطع ان اشيح بنظري عن الوحش البشع

Daha önce hiç karşılaşmadığım bu güzel kokuyu ciğerlerim dolana kadar içime çekmekten kendimi alamıyordum.
لم أستطع التوقف عن شمّها... أملأُ رئتي... بأروع رائحة شممتها.

Oraya bakmaktan kendimi alamıyordum.
لم أستطع التوقف عن النظر هناك.

Bay Simon, Joan of Arc'ı okurken maalesef ben bundan zevk alamıyordum.
بينما كان السيد "سيمون" يقرأ قصة "المناضلة جان داراك" للاسف لم أستطع أن أستمتع بها

Ama gözlerimi senden alamıyordum.
لكنني لم أستطع إبعاد عينيّ عنكِ

Atlardan kafamı alamıyordum.
لم أتمكن من الحصول على ما يكفي من الخيول.

Orada nefes alamıyordum, anlıyor musun?
لم أتمكن من التأقلم حينها، أتعلمين?

Gözlerimi sizden alamıyordum.
و لم أتمكن من تحويل نظرى عنك