Beni alamadığı için de diğer kadının peşine düştü.. kaza geçiren. | Open Subtitles | و حينما لم يتمكن مني، إتجه إلى السيدة الآخرى التي إصتدمت |
Tommy, nefes alamadığı için gidemedim. | Open Subtitles | وتومي لم يتمكن من التنفس ، ولم أرد الذهاب |
Benden çaldığı altını geri almadınız. - Onun alamadığı yarısını aldınız. | Open Subtitles | إنكم لم تسترجعوا الذهب الذي سرقه منّي، بل أخذتم النصف الآخر الذي لم يتمكن من سرقته |
Bir beyefendinin içki alamadığı bir dünya. | Open Subtitles | العالم ياسادة,في حالة انك لا تستطيع شراء زجاجة شراب |
Mevki satın alamadığı açık. | Open Subtitles | من الواضح أنها لا تستطيع شراء الرقيّ. |
George sadece istediği eşi alamadığı için kızgın. | Open Subtitles | جورج) غاضب لأنه لم يتمكن من) الحصول على الزوجة التي يرغب فيها. |