"alamazlar" - Translation from Turkish to Arabic

    • لا يستطيعون
        
    • يأخذوا
        
    • يمكنهم أخذ
        
    • افشى
        
    • يُمكنهم
        
    • يمكنهم الحصول
        
    • يحصلوا على
        
    • يستطيعون أخذ
        
    • يمكنهم اخذ
        
    • أن يسلبوك
        
    Mesela sigorta şirketleri gelişen ülkelerde altyapı yatırımı için asla yatırım yapmazlar çünkü bu riski alamazlar. TED شركات التأمين لا تستثمر أبداً في مشاريع البنية التحتية للدول النامية، مثلاً، لأنهم لا يستطيعون تحمل المخاطرة.
    Bunlar tost makinesi bile alamazlar. Meteliksizler. Beleşçiler. Open Subtitles إنهم لا يستطيعون شراء آلة خبز لعينة أنهم أوغاد ومفلسين
    Gözlerimden yaşlar akarken kendi kendime dedim ki "her şeyimi alabilirler ama gülüşümü alamazlar." Open Subtitles وخلال دموعي قلت لنفسي يمكنهم أن يأخذوا كل شيء لكن لا يمكنهم أن يأخذوا ابتسامتك
    Sizin kan grubunuz, Bay Loeb. Martin... ben avukat değilim ama iznin olmadan kanını alamazlar. Open Subtitles مارتن، لستُ محامى لكن لا يمكنهم أخذ دمك بدون إذنك
    Bu sırrı asla benden alamazlar. Söz veriyorum. Open Subtitles لن افشى بالسر ابداً, اعدك بهذا
    Fikrini değiştirmeni, işlerin ters gitmesini göze alamazlar. Open Subtitles لا يُمكنهم المخاطرة بهذا، أنك قد تُغيّر رأيك، أن شيئًا قد يسوء
    Orta gelirli ülkeler oldukları için, Dünya Bankası'ndan düşük faizli kredi veya hibe alamazlar. TED ولأنهم بلدان متوسطة الدخل، لا يمكنهم الحصول على قروض ميسرة أو منح من البنك الدولي.
    Bir damla bile alamazlar. Open Subtitles سأتأكد من ذلك سيدي لن يحصلوا على نقطة واحدة
    Onlar bunu senden alamazlar. Siz müzik hakkında hiç böyle düşünmediniz mi? Open Subtitles هذا جمال الموسيقى أنهم لا يستطيعون أن يأخذوها منك
    Unutmayın ki, diledikleri her şeyi satın alabilseler de, yürekliliği satın alamazlar. Open Subtitles فقط تذكروا: انهم يستطيعون شراء أي شيء ولكنهم لا يستطيعون شراء عمود فقري
    Vic'i gözetim altına alacağız, onu alamazlar. Open Subtitles سوف نضع فيك في الحجز ، فإنهم لا يستطيعون الحصول عليه.
    Sen ve bebek için, böylece evimizi elimizden alamazlar. Open Subtitles ‫انها لك ولطفلتنا، حتى ‫لا يأخذوا منا شقتنا
    Milyon dolarlar verseler barı bizden alamazlar. Open Subtitles لن يأخذوا الحانة منا ولو بمليون دولار
    Bu odadan dövüşmeden bir kişiyi bile alamazlar! Open Subtitles لن يأخذوا أحداً آخر من هذه الـغرفة بلا قـتال!
    Bebeği alamazlar, değil mi? Open Subtitles كيف يبدو الأمر؟ لا يمكنني أن أعرف. لا يمكنهم أخذ الطفلة بعيدا وحسب, أليس كذلك؟
    Ama onların anılarını ya da yokluklarının acısını elimizden alamazlar. Open Subtitles ... لكن لا يمكنهم أخذ ذكرياتك مع أو ألم غياب الأحبة ...
    Bu sırrı asla benden alamazlar. Söz veriyorum. Open Subtitles لن افشى بالسر ابداً, اعدك بهذا
    Onu öldürmeyi göze alamazlar. Open Subtitles لا يُمكنهم أن يسمحوا قتلها.
    Kapağın ne olacağına karar vermeden alamazlar. Open Subtitles لا يمكنهم الحصول عليه حتى أقرر الغلاف،
    Ama paralarını alamazlar. Open Subtitles لكنهم لن يحصلوا على المال حتى يوقعون وثيقة في الحفل
    Benden ne aldıkları fark etmez, anasını sevdiğimin Yahudi etlerini alamazlar. Open Subtitles يستطيعون أخذ ما يريدونه و لكن لا يستطيعون أخذ وجبات الـ "كوشر" اللعينه مني
    Bu evi o kadar kolay alamazlar. Open Subtitles لا يمكنهم اخذ هذا البيت بسهولة.
    Bunu yaparsan, bir daha senden asla bir şey alamazlar. Open Subtitles إن فعلت ذلك , فلن يكونوا قادرين على أن يسلبوك أي شيء مجدداً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more