| Albay Stephen Glen. Uh... Odelle Ballard şu e-postayı Albaya göndermiş. | Open Subtitles | العقـيد ستيـفن غلـين العقيد الذي أرسلت اليه أوديلا بالارد البريد الألكتروني |
| - Tamam, tamam Jimmy! Albaya uzun uzun anlatmaya gerek yok. | Open Subtitles | الآن، الآن، جيمي, لا حاجة لنكن مغرورين مع العقيد |
| Scoggins, birliğe dön ve Albaya söyle. | Open Subtitles | الان , سكوجينز , من المفترض ان تعود لتخبر الكولونيل |
| Dinle, Albaya bir mesaj iletmen gerekiyordu. | Open Subtitles | اسمع، عليك أن تنقل رسالة إلى الكولونيل من أجلى. |
| Amerikalı, Albaya her şeyi izledikleri konusunda güvence veriyordu. Nasıl? | Open Subtitles | الأمريكان أكّدوا للعقيد بأنَّهم يُراقبونَ كُلّ شيء |
| Eğer sızlanmaya devam edersen, seni Albaya şikayet ederim. | Open Subtitles | إذا كنت لا تزال تشكو، وأنا تقديم شكوى إلى عقيد. |
| Bu yolculukta kağıt oynamalıyız. Garson, Albaya şampanya getir. | Open Subtitles | يجب ان نلعب الورق هذه الرحلة أيها الناذل ، الشامبانيا للكولونيل |
| Albaya göre yandan dolaşmanın yolu yokmuş, yani ön cepheden almalıyız. | Open Subtitles | يقول العقيد ليس هناك طريق لتطويقهم لذا نحن سنأخذهم مباشرة بالهجوم الأمامي. |
| Albaya benim sözlerine güvenilmeyecek yaşlı, hasta ve ölmek üzere biri olduğumu söylemişsin. | Open Subtitles | أفلتها تخبرين العقيد بأنّني عجوز مريض يحتضر لا يمكن الوثوق به |
| Fakat umarım Albaya neden sivillerin gizli bir askeri tesise girdiklerini anlatmaya hazırsındır. | Open Subtitles | ولكن آمل أن تكون مُستعد لإخبار العقيد لماذا المدنيين لديهم إذن بالدخول إلي منشأة عسكريّة عالية السريّة. |
| Albaya yemeğe gidip kendimizi bir tiyatro sahnesinde buluyorduk. | Open Subtitles | لقد كنا عند العقيد ..و وصلناإلى مرحلةصعبة . |
| Söyle Albaya, E-1 Çıkış Noktası artık açık! | Open Subtitles | أخبر العقيد أن ممر الخروج مفتوح |
| Albaya söyle, parasını alacak. Yakında onu görmeye geleceğim. | Open Subtitles | أخبر الكولونيل أنه سيحصل على نقوده و سآتي لرؤيته قريبا |
| Senin için heceleyeceğim. Albaya git ve transferini iptal et. | Open Subtitles | اذهب الى الكولونيل ولن تحصل على النقل |
| Mc, sence Albaya benziyor mu? | Open Subtitles | هل تعتقد أنه يبدو مثل الكولونيل ؟ |
| Tamam, bir Albaya benzemiyor ama bir turşucuya da hiç benzemiyor. | Open Subtitles | ... حسناً ، لا يبدو مثل الكولونيل ولكن بالتأكيد لا يبدو مثل بائع المخلل |
| Efendim. Albaya rapor vermek isterim. | Open Subtitles | سيدي أنا أذعن للعقيد بكل إحترام |
| Harrison, Albaya bir özür borçlusun, sanırım. | Open Subtitles | هاريسون، أعتقد أنك مدين للعقيد بإعتذار |
| Ayak işlerinizi bir Albaya mı yaptırıyorsunuz? | Open Subtitles | أنتم يا رفاق لديكم عقيد يدير مهامكم ؟ |
| - Görevi Albaya gitmek miydi? | Open Subtitles | هل كان من واجبها أن تذهب للكولونيل |
| Dürbünle Rani'yi gözetliyor. Albaya haber vermen gerekiyor. | Open Subtitles | ينظر الى راني خلال منظارِه يَجِبُ أَنْ تَذْهبَ وتخبر العقيدَ |