albayla beraber bir takım şeyler hakkında konuşuyorduk. | Open Subtitles | انه أمر مستعجل جداً , الكولونيل و أنا قد تناقشنا بالأمر |
Çay bitene kadar seni albayla evlendiririm, yoksa şapkamı yerim. | Open Subtitles | سوف أفضح الحقيقة منك يا أنسه ماريان، اذا لم تتزوجي الكولونيل عند وقت الشاي، سوف أبلع قبعتي |
Bu albayla aramdaki özel bir mesele. | Open Subtitles | هذا شأن خاص بين الكولونيل و بينى |
albayla konuştuğumu biliyordu, ama bende de ihtiyacı olan şey var. | Open Subtitles | تعلم أنني على إتصال بالعقيد ولكن لدي ما تحتاجه |
Tommy'i bizzat albayla anlaşma yapması için Kentucky'e gönderiyorum. | Open Subtitles | أنا سأرسل تومي إلى ولاية كنتاكي في محاولة و إنشاء بعض الترتيبات مع العقيد بنفسه |
Bunun albayla ilgisi yok. | Open Subtitles | حسناً، هذا ليس بخصوص الكولونيل. |
10.000 kutu için albayla anlaşma mı yaptın? | Open Subtitles | تعقد صفقة مع العقيد من أجل من 10,000 صندوق؟ |
Kaynağı kontrol edip albayla bir görüşme ayarlanmasını bekliyor olabilirler. | Open Subtitles | قد يكونون يتحكمون بالمصدر وينتظرون تنظيم لقاء مع العقيد |