Allah'tan yedek benzin de koydurtmuştum bagaja. İki bidon arkada duruyor, efendim. | Open Subtitles | لحسن الحظ لدي بعض الوقود الإضافي في الخلف، صفيحتان من الوقود سيدي. |
Allah'tan, yere sermek için en uysalından bir ejderha. | Open Subtitles | لحسن الحظ ، التنين هو الأكثر سهوله فى الذبح |
Allah'tan buraya getirmeyi düşünecek kadar kibar insanlar var. | Open Subtitles | لحسن الحظ , ما كان لطيفا بما يكفي لجعله لك. |
Ve hepsi, tıpkı peygamberlerin mesajları Allah'tan Cebrail ile alması gibi, mesajlarını yukarıdan alıyorlar. | TED | وجميعهم ..وكما الانبياء الذين تلقوا رسالتهم من الله عبر الملاك جبريل .. فقد تلقوا رسائلهم من السماء |
Bir ittifak evliliği. Yeni bir bağ. Allah'tan ilahi bir mesaj. | Open Subtitles | الدعوة إلى الزواج والعنف على الطرق إنه وحي من الله |
Allah'tan başka Tanrı yok! | Open Subtitles | لا إله إلا الله، قتلت شيخنا سوف نموت من اجل كرامتنا |
[Valide Sultan] Allah'tan kimse görmemiş bu rezaleti. | Open Subtitles | لحسن الحظ أن أحداً لم ير هذه الكارثة. |
Çoğu ölüm, ilaçlarını verdiğiniz ve onları korku ile acıdan uzak tuttuğunuz müddetçe Allah'tan olaysız geçer. | Open Subtitles | معظم الوفيات, لحسن الحظ, تكون هادئة طالما أنت تداوين المرضى لإبقائهم بعيدون عن الخوف والألم |
Allah'tan ki paketlerimiz var. Özellikle de Rosenthal'inkiler. | Open Subtitles | لحسن الحظ , لدينا طرودنا الخاصة "خصوصاً طرود صديقنا "روسينثـال |
Allah'tan sahip olduğum her şey üzerimde. | Open Subtitles | لحسن الحظ أن كل ما أملكه علي الآن |
Allah'tan şeker var. Kahve iğrenç kokuyor. | Open Subtitles | لحسن الحظ هناك سكر، طعم قهوتهم مُـر |
Allah'tan gübre yığını düşüşümü yavaşlattı. | Open Subtitles | لحسن الحظ أن السماد أنقذني من السقطة |
Allah'tan biraz domuz yağım varmış ki acıyı dindirmek için sürdüm... | Open Subtitles | لحسن الحظ كان لدي الكثير من دهن الخنزير |
- Allah'tan ki, bu sene için bir çözümü var. - Ve yeni bir lakabı, Annie. | Open Subtitles | لحسن الحظ هذا العام لديه الحل - "ولقب جديد يا "آنى - |
Allah'tan, bu sefer sadece bir tanesi sorun. Şimdi... | Open Subtitles | لحسن الحظ أن واحدة فقط .التقطتذلك.. |
Allah'tan, başka şeylerde iyisin. | Open Subtitles | لحسن الحظ فأنتِ جيده في أمور أخرى |
Allah'tan Mooch'un arabasını takip etmek çok zor değildi. | Open Subtitles | لحسن الحظ السيارة ليس صعب مراقبتها |
Allah'tan, öldürmek için en uysalından bir ejderha. | Open Subtitles | لحسن الحظ من السهل ذبح التنين |
Ben emri Allah'tan alırım. Allah yolunda cihat ederim. | Open Subtitles | أنا آخذ أوامري من الله أنا أخوض حرباً مقدسة في سبيل الله. |
Ama okuma-yazma bilmiyor idiyse, ki Müslümanların tezi de bu yöndedir, bu durumda bu tip etkilerin dışında, katışıksızdı ve İslam dininin temellerini oluşturan vahiyler doğrudan Allah'tan gelmekteydi. | Open Subtitles | لكن إذا كان لا يَستطيع أَن يقرأ أو يكتب وقتها تصبح حجة المسلمين نقيه وخالية من اى تأثيرات والوحى الذى شكل قاعدة الدين الجديد الاسلام جاء مباشرة من الله |
Baba Khalid Allah'tan para istenmez demedi mi? | Open Subtitles | ألم يقل بابا خالد أنه لا يجب أن نطلب المال من الله ؟ |
Ben doğduktan hemen sonra, kulağıma fısıldanan ilk kelimeler inancın basitçe ifadesi olan, Kelime-i Şehâdet idi; "Allah'tan başka Tanrı yoktur, Hz. | Open Subtitles | مباشرة بعد ولدتى الكلمات الأولى التى همست إلى أذني كانت الشهاده البيان البسيط للإيمان لا إله إلا الله محمد رسولُ الله |