"almak zorunda" - Translation from Turkish to Arabic

    • عليك شراء
        
    • عليك أن تحضر
        
    • عليّ شراء
        
    • يجب أن يأخذ
        
    • لدينا للحصول
        
    • عليكَ شراء
        
    • علي شراء
        
    • أن يُحاسب
        
    • تحصل على أي تسليم
        
    Ne de sen. Aynı elbiseyi almak zorunda kalmazdın. Open Subtitles ولا حتى أنتِ لم يكن عليك شراء نفس الفستان
    Önemi yok. Bana bir hediye almak zorunda değilsin. Open Subtitles لا ،لا بأس ،لا يتوجب عليك أن تحضر لي أي شيء في المقابل
    Araba hasarlıydı, o yüzden yeni araba almak zorunda kaldım. Open Subtitles حسنٌ، لقد تضرّرت لذلك توّجب عليّ شراء سيارةٍ جديدة
    Ha, evet, bunu duydum. Babanın onayını almak zorunda mıydı? Open Subtitles سمعت ذلك من حديثكما ،هل كان يجب أن يأخذ إذنه؟
    Biz hızlı bir şekilde kıyıya almak zorunda kaldı. Open Subtitles كان لدينا للحصول عليه لدعم بسرعة.
    Kendine pelerin almak zorunda kalacaksın. Open Subtitles سيكون عليكَ شراء عباءتكَ الخاصّة
    Bir kutu almak zorunda kaldım çünkü geceleyin şu baykuş beni hiç uyutmadı. Open Subtitles توجّب علي شراء صندوق منها بسبب ذلك البوم الذي يبقيني يقظة طوال الليل
    Gerçek ortaya çıkar, her şey jüri için ortadadır. Birisi Ari'nin suçlarının mesuliyetini almak zorunda. Open Subtitles وعندما يُكشف كلّ شيء أمام هيئة محلّفين، على أحد أن يُحاسب على جرائم (آري).
    Bunlar hala çalışıyor olsaydı, beni almak zorunda kalmazdın. Open Subtitles لن تحصل على أي تسليم إذا بقيت تعمل بهذه الطريقة
    Dur tahmin edeyim, yeni bir güvenlik şirketi satın almak zorunda kaldın. Open Subtitles دعني أحزر، كان عليك شراء شركة أمنيّة أخرى.
    Kendi biranı kendin almak zorunda kalacaksın. Open Subtitles عليك شراء البيرة بنفسك أيها الشاذ
    Bana hediye almak zorunda değildin, Fry. Open Subtitles لم يتوجب عليك شراء هدية لي
    Bana bir şey almak zorunda değildin. Open Subtitles لم يكن عليك أن تحضر لي أي شيء
    Bana kart almak zorunda değilsin. Open Subtitles ليس عليك أن تحضر لي بطاقه
    Tabii ki onlar için gardırop almak zorunda kaldım. Open Subtitles أنا بالطبع كان عليّ شراء الملابس الخاصة بهم
    Aksi takdirde başka bir sürücü almak zorunda kalacağım. Open Subtitles وإن لم يجدوه، سيكون عليّ شراء سائق جديد
    Yine de, eğer beni gerçekten istiyorsa, önce o terfiyi almak zorunda. Open Subtitles وإذا أرادني يجب أن يأخذ الترقية.
    - Biz herkesi dışarı almak zorunda. Open Subtitles - لدينا للحصول على الجميع بها.
    Bana aptal bir yüzük almak zorunda değilsin. Open Subtitles -ليس عليكَ شراء خاتمٍ سخيفٍ .
    Bir adama tişört almak zorunda kaldım. Open Subtitles كان علي شراء ! قميص للرجل أحرزوا ماذا؟
    Birisi Ari'nin suçlarının mesuliyetini almak zorunda. Günah keçisi ben olacağım. Open Subtitles على أحد أن يُحاسب على جرائم (آري)، سأكون ملتهم خطاياهم.
    Bunlar hala çalışıyor olsaydı, beni almak zorunda kalmazdın. Open Subtitles لن تحصل على أي تسليم إذا بقيت تعمل بهذه الطريقة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more