Peder Herman, altı yaşındaki çocuğun başına gelen acı gerçekle yüzleşmek zorunda kalmış. | Open Subtitles | ولكن بعد فترة كان على الاب هيرمان ان يتعامل مع مصير صعب لقد مرض الولد ذو الست سنوات |
altı yaşındaki Nicky alevler içindeki arabadan ailesini çıkarmayı başardı ama artık çok geçti, ve Nicky, bugün olduğu gibi yine bir başına kaldı. | Open Subtitles | وقع حادث سير. تمكّن "نيكي" ذو الست سنوات من سحب والديه من السيارة المحترقة، ولكن كان قد فات الأوان. |
altı yaşındaki bir çocuğu buraya neden getirmiş? | Open Subtitles | لماذا يجلب فتاة بعمر السادسة هنا ؟ |
Sırrımı söylediğim ilk kişi altı yaşındaki bir çocuktu. | Open Subtitles | أول شخص أخبرته سري كان طفل بالسادسة من عمره |
Sence ters davranışlara altı yaşındaki bir çocuğu kaçırma da dahil mi? | Open Subtitles | أتعتقدين بأن سلوك المتمردين يشمل الإعتداء على صبي في السادسة من العمر؟ |
Daha sonra olanları en iyi tarif eden şey altı yaşındaki kızımın benzetmesi oldu. | TED | ما سيحدث بعد ذلك أفضل وصف له هو تعبير ابنتي. هي في السادسة من عمرها. |
altı yaşındaki Licinia olaya şahit olmuştu, birkaç gün sonra bir sonraki Vesta bakiresi olarak seçileceğini hiç düşünmemişti. | TED | شاهدت ليكينيا ذات الستة أعوام المشهد، دون أن تتوقع أنها بعد بضعة أيام ستُختار لتكون عذراء فيستال القادمة. |
altı yaşındaki Lauren de fark etti ki birinci bir tane, ikincisi de üç tane daha alarak toplamda üzerinde dört tane alıyor. Üçüncüye beş tane daha koyunca, şuradakinde toplam dokuz oldu ve böylece diğerleri. | TED | وبالنسبة للورين ذات الست أعوام فقد لاحظت أن أول شكل أخذ واحد فقط، والثاني أخذ ثلاثة زيادة، والمجموع كان أربعة لتلك. والثالث أخذ خمسة زيادة، والمجموع كان تسعة لتلك، ومن ثم الذي يليه. |
benim altı yaşındaki kızım bu toplantıyı yapar. | Open Subtitles | ابني ذو الست سنوات يستطيع حجز هذا الموعد! |
altı yaşındaki oğlum bile senden daha iyi ateş eder. | Open Subtitles | حتى إبني ذو الست سنوات يجيد التصويب عنك |
Benim altı yaşındaki oğlum bile ondan daha anlayışlı. | Open Subtitles | طفلي ذو الست سنوات لديه إحساس أكثر منه |
Veg-Ta-Bills'i altı yaşındaki oğlumla izliyorum. | Open Subtitles | أشاهد برنامج (فيج-تا-بيلز) مع إبني ذو الست سنوات. |
altı yaşındaki bir çocuk için, maceralarla dolu büyülü bir yer. | Open Subtitles | مكان سحري , مليء بمغامرات جديدة لطفل بالسادسة من عمره |
altı yaşındaki Molly, Bay Bobo'yu bulamıyordu. | Open Subtitles | -رائع إذاً عندما كان (مولي) بالسادسة من عمره فقد "سيد بوبو".. |
altı yaşındaki bir kıza tecavüz davasına atandım. | Open Subtitles | و قد كلفتُ في قضية قتل و أغتصاب فتاة في السادسة من عمرها. |
O altı yaşındaki ufaklığın artık hayatıma yön vermesine izin veremem. | TED | لا يمكن أن أسمح لهذا الطفل ذي الستة أعوام أن يملي علي حياتي بعد الآن. |
Ve şimdi de altı yaşındaki mankenimiz emniyet kemerine bağlı, ve aslında hepsi de aynı bir iki noktaya bağlı. Yani gerçekten de, altı yaşındakiler için, oto emniyet kemerleri kesinlikle hiçbir etki yaratmadı. | TED | وهنا طفل بست سنوات في حزام الأمان في واقع الأمر أنها تتشابه مع مقاعد السيارة في نقطة أو نقطتين للأطفال ذوي الست أعوام ولكن مقاعد السيارة لم تفعل شيئ يذكر |