Yer çekimine karşı gelmek ve altımdaki havanın, vücudumun ağırlığına aşık olduğu hissi arasında bir yerde bu an. | TED | ما بين الارتفاع عكس الجّاذبية والشّعور بأنّ الهواء من تحتي يقع في حبّ ثِقلِ جسدي. |
altımdaki halı çekilip alınmamıştı, sanki tüm zemin alınmıştı. | TED | ليس ذلك أن البساط سحب من تحتي بل كأن كل الأرض اُخذت مني |
altımdaki yastığı düzeltebilir misin? | Open Subtitles | هل تستطيع مساعدتي كي ابعد هذه البطانيات من تحتي ؟ |
Bir anda fark ettim ki altımdaki ya da yanımdaki vücut ıslak ve soğuktu. | Open Subtitles | وبعدها أحسست أن هناك جسد بجانبي أو تحتى شديد البلل وبارد جدا |
350 metre altımdaki mürettebat yıkıcı bir füze saldırısına hazırlanıyor Müdür Bey. | Open Subtitles | تحتى ب1200 قدم أيها المُدير هُناك طاقم تم إعداده لشن هجوم بنسبة مُدمرة |
Ne zaman, bir şey bildiğimi düşünürsem altımdaki halının çekildiğini ve kıçımın üstüne düştüğümü hissediyorum. | Open Subtitles | حسنا, كل مره أفكر أني أعرف شيئآ أجد أن البساط سحب من تحتي لأسقط على مؤخرتي |
Burada, buz tabakasının tepesinde, altımdaki buz o kadar kalın ki yükseklik yüzünden nefes almakta zorlanıyorum. | Open Subtitles | الجليد تحتي هنا على قمة قلنسوة الجليد، سميكٌ جداً حتّى أنيّ بالكاد أتنفس، لسببٍ بسيط وهو الإرتفاع |
Yatağa uzandığımda bir ses çıktı ve o da hemen altımdaki odada. | Open Subtitles | عندما استلقيت على السرير ، قام بعمل هذا الصوت وهو في الغرفة تحتي مباشرة |
Birden, yer sarsılıyor ve hemen altımdaki buzul yarılıyor. | Open Subtitles | فجأة, الأرض تحركت والثلج من تحتي تصدع |
Açık havada uyuyup altımdaki tekneyi hissedebilmem lazım Charlie. | Open Subtitles | أحتاج إلى النوم في الهواء الطلق (و الشعور بالقارب تحتي يا (تشارلي |
altımdaki toprak kayboluyor. | Open Subtitles | والأرض تختفى من تحتى |