Altın külçelerini taşımak, Kuzey Kore ordusundan kaçmak ve Cheonma Dağı'nın kuzeyine gitmek. | Open Subtitles | وهم يحملون سبائك الذهب ويعملون على تجنب الجيش الكورى الشمالى متجهين شمالا إلى جبل تشون ما |
Altın külçelerini bulduktan sonra ne yapmayı planlıyorsun? | Open Subtitles | ما الذى تخططى لفعله بعد العثور على سبائك الذهب |
Eğer Altın külçelerini bulursan, parti vermelisin. | Open Subtitles | إذا عثرتى على سبائك الذهب أنتى يجب أن تقيمى حفلة |
Profesör Hwang, Altın külçelerini bulduk öfkenizi durdurmalısınız. | Open Subtitles | بروفيسورة هوانج , نحن وجدنا سبائك الذهب يجب عليك أن توفى بوعدكى |
Tanrım. Bunun içinde ne var, Parker? Moreau'nun Altın külçelerini falan mı aldın? | Open Subtitles | يا إلهي، ماذا لديكِ هنا ، يا (باركر) بعض سبائك الذهب الخاصّة بـ(مورو)؟ |
Altın külçelerini taşımak ve kuzeye doğru gitmek... | Open Subtitles | حاملين سبائك الذهب ومتجهين شمالا |
Kayıtlara göre kağıttaki Melmer ibaresi Merkers madeninde altınla dolduralan her bir kasaya delik içerisinden "Melmer" damgalı kağıt atılıyor ve üzerinde Altın külçelerini satın alan asıl kuryenin ismi var. | Open Subtitles | وبطاقة "ميلمر" للشحن، طبقاً للسجلات... يحمل كل صندوق مليئ بالذهب في منجم (ميركرز) بطاقة شحن مكتوب عليها "ميلمر"... التي سُميّت تيمناً بإسم الساعي الأصلي الذي أوصل صناديق سبائك الذهب. |