Gidip kontrol etsem iyi olur. Alvey sakinleştiğinde seni arar. | Open Subtitles | ينبغي ان اذهب لأتفقدهم , الفي سيتصل بك عندما يهدأ |
Sonunda bir şey için uzlaşmak zorunda kalacaksın, Alvey. | Open Subtitles | أنت ستضطرُ للإستقرار على شيئا ما في النهاية يا الفي |
Alvey, anahtarım yok. Üzgünüm. | Open Subtitles | الفي , ليس معي المفاتيح , أنا اسفة للغاية |
Bak, bana yardım etmene gerek yok, Alvey. | Open Subtitles | كما تعلم , انا لم أتوقع مساعدتك لي يا الفي ؟ |
Hepsini aldılar, o yüzden... Alvey'i idare etmek zor gibi. | Open Subtitles | كلها ذهبت .. لذا الفي يبدو كانه في متناولك |
Yarın gece Alvey'in oğlunun dövüşü var, o yüzden kusura bakma. - Oo, çok kötü. | Open Subtitles | إبن الفي لدية قتالٌ ليلة الغد , لذا أنا آسفة |
Bu da Alvey'le konuşmam gereken başka bir konu. | Open Subtitles | والذي هنالك شيء آخر على التحدثُ إلى الفي بشأنة |
Alvey'in yirmili yaşlarda evcil bir ocelot(Vahşi bir kedi)'ı... varmış adı kima. | Open Subtitles | حسنا , إذا , الفي حصل على قط الاسلوت الاليف أسماها كيما في ماضية الصغير |
Burayla gurur duyman gerek, Alvey. | Open Subtitles | ينبغي عليك أن تكون فخورا بهذا المكان يا الفي |
Seninle tanışmak harika, Alvey. | Open Subtitles | انه لمن العظيم مقابلتك يا الفي |
Babasının altındaki trenler, büyük Alvey Kulina, | Open Subtitles | دُرب من والدة الرائع الفي كيلينا |
Sahip olduğum her şey senin yüzündendi Alvey. Teşekkür ederim. | Open Subtitles | كل شيء أملكة بسببك يا الفي , شكرا لك |
Alvey, sizi röportaj için yakalamak istiyorlar. | Open Subtitles | يا الفي أنهم يريدون آخذكَ لأجل المقابلة |
Neyse Alvey birazdan döner. | Open Subtitles | على أي حال , الفي ينبغي أن يعود قريبا |
Alvey, niye en başında bu durumu anlatmadın? | Open Subtitles | يـا الفي لمَ لم تذكر هذا من البداية ؟ |
Alvey'le beraber bir salon işletiyorlar. | Open Subtitles | إنها تدير صالة رياضية مع ذلك الرجل الفي |
Ahbap, Alvey bir bok ile uğraşıyor. | Open Subtitles | يارفيق الفي يتعاملُ مع بعض التفاهات |
Eğer Alvey kavga çıkarsa, Lis. | Open Subtitles | أذا كان الفي قادم للقتال , ياليس |
Evet ama doğrusu Alvey... Buralarda sana yardım edebilirim, ne dersin? | Open Subtitles | نعم , لكن بصراحة , (الفي) , كنت أمل ان استطيع المساعده |
O insanları kullanıyor, Alvey. UFC'ye girmesi için yardım ettin ama Greg Jackson için sana tekmeyi bastı. | Open Subtitles | أعني , انه يستخدم الناس يا (الفي) , المرة الثانيه تجلبه الى |