Bilim adamlarımıza işkence etti, çılgın amaçları için kadınlarımızı ele geçirdi... | Open Subtitles | لقد عذب علماءنا وجعلنا نعمل فى مناجم أرسينيد الجاليوم استولى على نساءنا لأغراضه الدنيئه |
Ya bu bir şirket uçağıysa ve idareci bunu kendi amaçları için kullandıysa? | Open Subtitles | ماذا لو كانت طائرة الشركة واستخدمها هذا المدير لأغراضه الشخصية؟ |
bu tartışmanın amaçları için, bu noktayı görmezden geleceğim. | Open Subtitles | حسنا. حسنا , لأغراض هذه المناقشة , أنا يتنازل عن هذه النقطة. |
Biz de savunma amaçları için samaryum alırız tabii ki ardından sessizce de nükleer enerjiye ihtiyacı olan dostlarımıza satarız. | Open Subtitles | نحن نقوم بتخزين السماريوم لأغراض الدفاع، بالطبع، ونبيع بشكل سرّي ما لا نحتاج إلى أصدقائنا في مجال الطاقة النووية |
Bir koro şefi görevini asla kendi amaçları için kullanmamalıdır. | Open Subtitles | القائد لا يجب عليه أن يستغل منصبه لغرض مثل العلاقات الحميمة |
Bazıları, politik amaçları için seni kullanmak istedi. | Open Subtitles | إنهم أشخاص يحاولون استغلالك لأهداف سياسية |
Komadan çıktığımdan beri, insanlar beni aptal amaçları için kullanmaya çalışıyorlar, ve bundan gına geldi artık. | Open Subtitles | منذ أن استيقظت من غيبوبتي الناس حاولت إستغلالي لأهدافهم الغبية |
Kendi amaçları için seni kullanmasına izin veremezsin. | Open Subtitles | لا يجب أن تسمح له بأن يستخدمك لتحقيق أغراضه |
Ona göre Widmore, kazadan sağ çıkan kimsenin olmamasını istiyor. DL: Böylece adayı kimse bulamayacak ve o da kendi amaçları için bulup, kullanacak. | Open Subtitles | يريد من الجميع أن يعتقد أنكم ميتون لكي لا يعثر أحدهم على الطائرة و يجدها هو لأغراضه الخاصة |
Kendi amaçları için kullandığı piyonlarız. | Open Subtitles | إننا جميعًا متاحين للتخلص منّا حيوانات يستخدمها لأغراضه الخاصة. |
Onun amaçları için oldukça belirli bir hediye. | Open Subtitles | هدية محددة لأغراضه |
Konseyin lideri Doktor Anatol Mykros adında çılgın bir adamdı iz sürme ve dövüşme gibi doğal becerilerimi kendi amaçları için kullanmak istedi. | Open Subtitles | زعيم المجلس، رجل مجنون يدعى الدكتور (أناتول ميكروس)... قرر أخذ مهاراتي الطبيعية كمقتفي... ومقاتل ويستغلها لأغراضه الخاصة. |
"Gemisini, gemi sahiplerinin tahsis gayesinden saptırarak... şahsi amaçları için kullanan kaptan... gasp suçuyla cezalandırılır." | Open Subtitles | "القبطان الذي يستخدم سفينته "بدوافع ذاتية لأغراض مخالفة عن التي حددها الملاّك "يعتبر معرضا لتهمة سوء إدارة السفينة، |
- Afrika Ulusal Konseyi bile "bu fotoğraf beyazların amaçları için bir beyazın çektiği bir fotoğraf" diyor. | Open Subtitles | -حتى حزب المؤتمر الوطني يقول إنها صور رجل أبيض ألتقِطت لأغراض رجالٍ بيض |
veya, daha önemlisi, bu sınıfın amaçları için, fark eder mi? | Open Subtitles | أو , الأهم من ذلك , لأغراض هذه الفئة , |
Ancak bilgelik arayışı kişinin kendi ahlâksız ve baştan çıkmış amaçları için güç ve servet arzusuyla sapkınlığa yol açabilir. | Open Subtitles | والبحث عن المعرفة ينحرف إلى الرغبة في السلطة والثروة لغرض فاسد وغير أخلاقي |
Birisi atlı karıncayı nahoş amaçları için kullanıyor. Dikkat! | Open Subtitles | شخص ما يستعمل العجلة لغرض غير المرح |
Bazıları, politik amaçları için seni kullanmak istedi. | Open Subtitles | أنهم أشخاص يحاولون استغلالك لأهداف سياسية |
Biri eski bir arkadaşını bıçaklamışsa ve Silahın Namlusu Partisi'nin adını kendi amaçları için kullanıyorsa.. | Open Subtitles | إصغ، قام أحدهم بطعن صديق سابق لك وربما يستخدمون إسم (حزب (غان باريل لأهدافهم الخاصة |
Donovan benim konseptimi alıp kendi amaçları için kullanıyor. | Open Subtitles | لقد أخذ (دونافان) فكرتى وإستخدمها لتحقيق أغراضه الخاصة |