Bilmiyorum, Ama bildiğim birşey varsa, o da ocaktaki tavan. | Open Subtitles | أنا لا أعرف ، لكنني أعرف أن عملك هو الموقد |
Ama bildiğim bir şey varsa... o da yaşadığımız sürece... kendimize karşı dürüst olmamız gerektiğidir. | Open Subtitles | لكنني أعرف أنه طالما نحن أحياء يجب أن نبقى مُخلصين لبعضنا البعض |
Ama bildiğim tek şey, seni seviyorum | Open Subtitles | ولكني أعلم شيئاً واحداً , بأني أحبكِ |
Ama bildiğim tek şey, seni seviyorum | Open Subtitles | ولكني أعلم شيئاً واحداً , بأني أحبكِ |
Bilmediğimi sandığın Ama bildiğim Ürdünlü sevgilinin bacak arasına geri döneceksin. | Open Subtitles | لتعود لعاهرتك الأردنية التي تظن أني لا أعرف بها، لكني أعرف. |
Sana neler olduğunu bilmiyorum Stanley... Ama bildiğim şu ki: | Open Subtitles | أنا لا أعرف ما يجري لك... لكنّي أعرف هذا: |
Ama bildiğim tek şey ağlayan bir kızla oynaşmaman gerektiği. | Open Subtitles | لكن ما أعرفه أنه ليس من الجيد مع فتاة تبكي |
Ama bildiğim tek şey, Denemek zorundayım. | Open Subtitles | لكنني أعلم بشأن شيء واحد , علي المحاولـة |
Ama bildiğim şey yukarıda farklı seviyelerin olduğu. | Open Subtitles | لكنني أعرف بأنَّ هنالك العديد من المستويات المختلفة بالتدريج |
Pek çok şeyi bilmem, Ama bildiğim... bir şeyi de çok şey bilirim... yani insanları. | Open Subtitles | لا أعرف الكثير عن كل شيئ لكنني أعرف الكثير عن الجزء الذي أعرفه عن كل شيئ و هو الناس |
Bu ailede işlerin nasıl yürüdüğünü bilmiyor olabilirim Ama bildiğim birşey varsa bu iş yürümüyor ve işler yeni birşeyler denemeyi reddettiğin sürece daha da iyi olmayacak. | Open Subtitles | و ربما لا أدري كيف تسير الأمور في هذه العائلة، لكنني أعرف أن هذا العمل سيء و الأمور لن تصبح أفضل عن طريق رفض تجربة الأمور الجديدة |
Bu ailede işlerin nasıl yürüdüğünü bilmiyor olabilirim Ama bildiğim birşey varsa bu iş yürümüyor ve işler yeni birşeyler denemeyi reddettiğin sürece daha da iyi olmayacak. | Open Subtitles | و ربما لا أدري كيف تسير الأمور في هذه العائلة، لكنني أعرف أن هذا العمل سيء و الأمور لن تصبح أفضل عن طريق رفض تجربة الأمور الجديدة |
Ama bildiğim bir şey var o da, eğer birine değer veriyorsan her türlü onu kollarsın. | Open Subtitles | لكنني أعرف أن عليك أن تدعم شخصاً في كل الحالات إن كنت تكترث لأمره |
Ama bildiğim tek şey, seni seviyorum Bundan nefret ediyorum! | Open Subtitles | ولكني أعلم شيئاً واحداً , بأني أحبكِ أنا أكره هذا الشيء! |
Ama bildiğim tek şey, seni seviyorum | Open Subtitles | ولكني أعلم شيئاً واحداً , بأني أحبكِ |
Ama bildiğim bir şey var ki o da bize her ne olduysa cevabın burada olduğu. | Open Subtitles | ولكني أعلم أن الإجابة على ما يغيرنا... وما يجري معنا موجودة هنا |
Her neyse. Ama bildiğim bir şey var; çocuklar bu kart saçmalığına bayılır. | Open Subtitles | حسناً لا يهم لكني أعرف شيئاً واحداً الأولاد يحبون سخافات البطاقات هذه |
Kazara mı yoksa kasten mi bilemem Ama bildiğim şey kafasına tek darbe almış. | Open Subtitles | . هذا يعني انها لم تمت مباشرة . لا أستطيع القول اذا كان عرضي أو متعمد . لكني أعرف انها ضربة واحد على الرأس |
- Ama bildiğim şeyler var. | Open Subtitles | لكنّي أعرف بعض الأمور |
Ama bildiğim şey bir şey olduğu. | Open Subtitles | لكنّي أعرف أنه يوجد شيء |
Ama bildiğim şey, senin kendini adamış bir hafiye olduğun. Sen algısı güçlü bir ajansın. | Open Subtitles | لكن ما أعرفه بالفعل أنّك تحرية ملتزمة وعميلة سريعة البديهة. |
Belki, bilemiyorum. Ama bildiğim bir şey var, o kahveci harika. | Open Subtitles | و لكنني أعلم أن القهوة في هذا المكان رائعة |
Bilmiyorum Ama bildiğim bir şey var o da beraber çalışmayı bırakmamız gerektiği. | Open Subtitles | لا أعلم. ولكن ما أعرفه أنّنا يجب أن نتوقف عن العمل معاً، لأنني... |
Ama bildiğim bir şey var, o da Eyaletler Arası Karayolu'na girmeli ve sırf Haley Elvis şeklindeki sandviçleri görebilsin diye ara yola sapmamalıydık. | Open Subtitles | لكن الذي أعرفه أننا سنعلق بالطريق السريع ولن نستطيع أن نرجع تستطيع هايلي أن ترى ساندويش شابيد لايك ألفيس |