"ama bunun yerine" - Translation from Turkish to Arabic

    • ولكن بدلا من ذلك
        
    • وبدلا من ذلك
        
    • لكن بدلاً من ذلك
        
    • وعوض ذلك
        
    • ولكن بدلاً من ذلك
        
    • لكن بدلا من ذلك
        
    • لكن بدلاً عن ذلك
        
    • لكن عوضا عن ذلك
        
    • بدلاً مِن ذلك
        
    ama bunun yerine, her tarafta uyuşmazlık ve ihtilaf hüküm sürüyor. Bu ayrılıkların yok olduğunu göreceğim. Open Subtitles ولكن بدلا من ذلك, هناك خلاف وانشقاق في كل مكان
    ama bunun yerine, her tarafta uyuşmazlık ve ihtilaf hüküm sürüyor. Open Subtitles ولكن بدلا من ذلك هناك خلاف وانشقاق في كل مكان
    ama bunun yerine hastaneye yatırdılar ve bana çok iyi baktılar. Open Subtitles وبدلا من ذلك دخلت مستشفى وكان لدي عناية على مدار الساعة
    Yonca ve kabayonca ekmeyi bıraktık. Bunlar topraktaki nitrojeni sabitleyen doğal gübrelerdir ama bunun yerine sentetik gübreler kullanmaya başladık. TED كالبرسيم والفِصْفِصَة، التي تعتبر كأسمدة طبيعية تعزز النيتروجين بالتربة، وبدلا من ذلك بدأنا باستخدام الأسمدة الصناعية.
    ama bunun yerine... gelin daha da büyüyelim, hiç olmadığımız kadar güçlü olalım. Open Subtitles سوف يدمروننا و لكن بدلاً من ذلك دعونا نكبر أكثر و أكثر
    Hepimiz şifa bulma vaadi ile geliyoruz ama bunun yerine Ancient One bize ucuz numaralar öğretiyor. Open Subtitles وعوض ذلك تقدم لنا المعلمة الكبيرة خدعًا رخيصة.
    ama bunun yerine önümüzdeki 20 yıl için hapislerde çürüyecek. Open Subtitles ولكن بدلاً من ذلك سيتعفّن في السجن للعشرين سنة القادمة.
    ama bunun yerine, kemik ve kanlardan teşekkül yemekleriyle serpildiler. Open Subtitles لكن بدلا من ذلك تغذيا على وجبات من العظم والدم
    O zaman seninle sevişebilirdim ama bunun yerine seni benim dünyamla tanıştırdım. Open Subtitles كان من المفترض أن نتبادل الحب، لكن بدلاً عن ذلك أدخلتك عالمي
    Beni 11 yıl beklettiğin için sana bozuk çalabilirim ama bunun yerine bir 11 yıl daha beklemediğin için sana teşekkür edeceğim. Open Subtitles أستطيع ان أؤنبك بشأن جعلي أنتظر 11 عاما لكن عوضا عن ذلك سوف أقوم بشكرك لعدم جعلي أنتظر 11 عاما أخرى
    ama bunun yerine, zengin olmak için bana bu çocukların içini boşalttırdın. Open Subtitles لكن بدلاً مِن ذلك جَعلتَ أُصرّفُ أولئك الأطفالِ، ويمكن لذلك أن تكوني ثرية
    ama bunun yerine avukat olarak tek yaptığım gece gündüz zengin insanların eline daha çok para vermek oldu. Open Subtitles ولكن بدلا من ذلك كل ما فعلته كمحامي هو العمل ليلا و صباحا لأضع أموالا في جيوب الاغنياء
    ama bunun yerine hastane kayıtlarında olan birinin kimliğini çaldıysan ? Open Subtitles ولكن بدلا من ذلك سرقت سجلات المستشفى و هوية الشخص الذي فعل؟
    ama bunun yerine o benim ruhumun eşi oldu. Open Subtitles ولكن بدلا من ذلك اصبحت تؤام روحي
    Bu yöntemli bir hile ile bireysel ilişkiler hakkında endişelenmeme gerek kalmıyordu, ama bunun yerine tamamen öngörülemez hale geliyordum, ki elbette bu da erkekleri çok daha vahşileştiriyordu. Open Subtitles الخدعة مع هذه الطريق كانت أنه لم يكن لدي ما يدعو للقلق بشأن العلاقات الفردية ولكن بدلا من ذلك صارت شيئاً لا يمكن التنبؤ به تماما
    - Gözden kaybolmak istiyorsun, ...ama bunun yerine, çevrendeki insanları kaybediyorsun. Open Subtitles -تريدين أن تخفي نفسك ولكن بدلا من ذلك فإن من حولك هم من يتلاشى
    ama bunun yerine hepsi de son anda ziyareti iptal ettiler. Open Subtitles وبدلا من ذلك لقد قاموا بإلغاء الزيارة فى اللحظات الاخيرة
    ama bunun yerine hepsi de son anda ziyareti iptal ettiler. Open Subtitles وبدلا من ذلك لقد قاموا بإلغاء الزيارة فى اللحظات الاخيرة
    ama bunun yerine ona dünyanın nimetlerini sundum. Open Subtitles وبدلا من ذلك أنا أسرف عليها من كنوز العالم
    Ben aramızda halletmeyi önerdim gerçi, ama bunun yerine, onlar annemi aradılar. Open Subtitles وعرضت عليهم العمل للتعويض لكن بدلاً من ذلك اتصلوا بأمي
    ama bunun yerine, bizi tersledin ve Andy'yi arabadan atlattırdın. Open Subtitles لكن بدلاً من ذلك . زجرتنا وجعلت اندى يقفز من سيارة متحركة
    Bölmenin, kazmalarla çalışan öğrenci ekibim , çapam ve benim yüzümden... ...değiştiğine inanmıyorum... ...ama bunun yerine su bastığımız zaman... ...bazen koloni daha derine gitmeye mecburdur. TED لا أعتقد أن هذه الحجرة كبرت بسببي و بسبب غباري أو بطاقم الطلاب مع المعاول، ولكن بدلاً من ذلك بسبب الفيضانات، أحياناً المستعمرة تتوسع بالتعمق بالداخل.
    Onun bir fona yatırım yapmasını sağlayacaktım ama bunun yerine, ek hesap analizleri konusunda onu sorgulamaya başladım. Open Subtitles كان مفتضا بي أن أجعله يستثمر في تمويلنا لكن بدلا من ذلك بدأت أحدثه عن عقوبات المزايدة في المسودات
    ama bunun yerine, sence neye karar verdi? Open Subtitles لكن بدلاً عن ذلك, أتعلم ما يود عملهُ؟
    Sam'i öldürmek isteseydi bunun için her şansa sahipti ama bunun yerine Sam'i bıraktı. Open Subtitles لو كان يريد قتل سام كانت لديه كل الفرص بفعل ذلك لكن عوضا عن ذلك أطلق سراحه
    ama bunun yerine, neden adli tıp raporunda Margaret Whittaker'ın boğularak öldürüldüğünün yazdığını konuşmalıyız. Open Subtitles لكن بدلاً مِن ذلك نحتاج لمُنَاقَشَة التقرير الذي يَقُولُ أن (مارجريت ويتيكير) خُنِقت حتى الموتِ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more