Tokyo'ya gelirken, çok cesur olduğumu düşünmüştüm Ama Ethan beni terk etti. | Open Subtitles | و ظننت أنه سيكون أمر شجاع أن آتي لطوكيو ... و لكن إيثان تركني، و أنا |
Affedersin Ama Ethan Burke bu kasabanın kurallarını gayet ciddiye alıyor. | Open Subtitles | أستميحك عذرًا لكن (إيثان بورك) يأخذ قواعد هذه البلدة بجديّة كبيرة. |
Renee'ye arkamdan iş çevirterek, istediğini elde ettiğini düşünebilirsin Ama Ethan Kanin sorgulamayı benim yönetmemi emretti. | Open Subtitles | انظر، قد تعتقد بأنك حصلت على ما أردت بجعل (رينيه) تذهب من وراء ظهري لكن (إيثان كينن) أمرني بتركك تستجوب (بورنيت) |
Ama Ethan biliyordu. | Open Subtitles | لكن إيثان بالتأكيد لا. |
Evet Ama Ethan saat 13:21'de benzin almak için durdukları Idaho, Lowman'da e-postalarını kontrol etmiş. | Open Subtitles | أجل , لكن (إيثان) وثق حضوره عبر البريد الإلكتروني الساعه 1: 21 مساءً من (ومان-ايداهو) , حيث توقفوا لتعبئة الوقود. |
Ama Ethan hâlâ mutsuz gibiydi. | Open Subtitles | لكن إيثان لا يزال يبدو حزينا |
Ama Ethan bu seçimi yapmadı, değil mi? | Open Subtitles | لكن (إيثان) لم يختر ذلك , أليس كذلك؟ |
Ama Ethan daha çok küçük. | Open Subtitles | لكن (إيثان) مجرد طفل صغير. |