Burada bir sürü değişik şey yaparız, ama hepsinin amacı aynıdır... ne olduğu bulunsun ki ailesi yas tutabilsin, doğru kişi sorumlu tutulabilsin. | Open Subtitles | نحن نقوم بعمل أشياء مختلفة هنا ولكن كلها لها نفس الهدف لمعرفة ماذا حصل |
Burada bir sürü değişik şey yaparız, ama hepsinin amacı aynıdır... ne olduğu bulunsun ki ailesi yas tutabilsin, doğru kişi sorumlu tutulabilsin. | Open Subtitles | نحن نقوم بالكثير من الأشياء المختلفة هنا ولكن كلها لها نفس الهدف معرفة ما حصل حتى يتسنى للعائلة الحزن |
Banyoda ilaç şişeleri var, ama hepsinin yasal reçetesi var. | Open Subtitles | لديها زجاجات حبوب في الحمام ولكن كلها لديها وصفات طبيه. حسنا،المداهمة التاليـه. |
Sorun da bu. Kimse söylemiyor ama hepsinin kafasında bu düşünce var. | Open Subtitles | هذه هي المشكلة لا أحد ينطق بذلك لكنهم جميعاً يفكرون به |
Orada 200 kişi olmalıydı ve her birinin ayrı bir görevi vardı, ama hepsinin amacı aynıydı. | Open Subtitles | لا بد أنه كان هنالك حوالي الـ 200 شخص كل شخص بوظيفه محددة و لكنهم جميعاً يعملون لشيء واحد |
Bazıları iyi anneler, bazıları değil. ama hepsinin yardıma ihtiyacı var. | Open Subtitles | بعضهم امهات صالحات وبعضهم لا لكن كلهم يحتاجون للمساعده |
Adamın kurbanı olan bu kadınlar aniden şüpheli sayımızı arttırmış olabilir ama hepsinin güçlü birer mazereti var. | Open Subtitles | لا بد من أن هذه الضحايا، قد عززن من عزيمة القاتل لكن كلهم لديهم حجة غياب مقنعة |
Herkes bir kısmını, veya tümünü biliyor, ama hepsinin eli bağlı durumda. | Open Subtitles | الجميع يعرف القليل, أو كل شيء لكن كلهم ملتزمون, هذه واشنطن |