Nasıl olduğunu bilmiyorum, ama işe yaradı. | Open Subtitles | - لا أعلم كيف نجح ذلك , لكنه نجح - |
Acı dolu bir hamle ama işe yaradı. | Open Subtitles | خطوة مؤلمة، لكنه نجح |
Aptalca bir fikirdi ama işe yaradı. | Open Subtitles | لكني بعد ذلك فكرت أكثر في الأمر لقد كانت فكرة غبية لكنها نجحت |
Biz uydurduk ama işe yaradı. | Open Subtitles | لقد إختلقنا القصة، لكنها نجحت. |
Ne yaptığını bilmiyorum ama işe yaradı. | Open Subtitles | لا اعلم ما فعلت، ولكن لكنه يعمل |
Biliyorum çılgınca ve mantıksız geliyor ama işe yaradı. | Open Subtitles | قد يبدو كلامي جنوناً وغير منطقي ولكنه نجح |
Sizden habersiz iş çevirdiğim için özür dilerim efendim ama işe yaradı. | Open Subtitles | سيدي، أعتذر للتلاعب بك، ولكنها نجحت |
Beş altı tane birden yapıştırmak zorunda kalıyordu ama işe yaradı. | Open Subtitles | كان لا بد أن يلبس خمسة أو ستة في وقت واحد ، لكنه عمل |
Bir felaket olabilirdi ama işe yaradı ve müşterilerinizde bunu kanıtladı. | Open Subtitles | كان من الممكن ان يكون كارثة لكنه نجح ... ... و العملاء اخبروك بذلك . |
ama işe yaradı. Ölmeyeceğim. | Open Subtitles | لكنه نجح ولن أموت |
ama işe yaradı. | Open Subtitles | تعقدت الامور ,لكن... لكنه نجح |
ama işe yaradı. - Bana yalan söyledin. | Open Subtitles | لكنها نجحت - لقد كذبت على مباشرة - |
ama işe yaradı. | Open Subtitles | لكنها نجحت بالفعل |
- ama işe yaradı! | Open Subtitles | لكنها نجحت |
Klişe olduğunu biliyordum ama işe yaradı. | Open Subtitles | كنت أعرف أنه كان الخط، لكنه يعمل. |
Beni çok zorladı ama işe yaradı. | Open Subtitles | أخذت الكثير من لي، لكنه يعمل. |
Bunu nasıl yaptığını bilmiyorum, Joe ama işe yaradı. | Open Subtitles | أنا لا أعرف كيف كنت تفعل ذلك، (جو)... لكنه يعمل. |
Tamam, acı vericiydi ama işe yaradı. | Open Subtitles | أعني، أنه كان مؤلماً ولكنه نجح |
Bilmiyorum, elim ayağıma dolandı ama işe yaradı. | Open Subtitles | -لا أدري ، أنا أرتجف ، ولكنها نجحت |
Beş altı tane birden yapıştırmak zorunda kalıyordu ama işe yaradı. | Open Subtitles | -نعم كان لا بد أن يلبس خمسة أو ستة في وقت واحد ، لكنه عمل |