"ama sorun değil" - Translation from Turkish to Arabic

    • لكن لا بأس
        
    • ولكن لا بأس
        
    • ولكن لا مشكلة
        
    • لكن لا مشكلة
        
    • لكن لابأس
        
    • لكن لا يهم
        
    • لَكنَّه بخيرُ
        
    • ولكن لابأس
        
    • ولكن لا توجد مشكلة
        
    • ولكن هذا شيء طيب
        
    • ولكن هذا على ما يرام
        
    • هذا لا بأس بهِ
        
    • لكنه جيد
        
    • لكن هذا جيد
        
    • أنا بخير مع ذلك لكن
        
    - Sana saygı duymadığımı kastetmedim. - Hayır, bunu kastettin Ama sorun değil. Open Subtitles ذلك لا يعنى أنى قصدت ذلك لقد قصدت ذلك , لكن لا بأس
    Onu birkaç kez göğüslerime bakarken yakalım Ama sorun değil. Open Subtitles أعني، أصطاده يحدق بثدييّ بين فترةٍ وأخرى لكن لا بأس
    Teşekkürler. Ve yani hayatım çok daha fazla karmaşık bebekten dolayı, aslında, Ama sorun değil. Evli kalacağız, sanırım. TED شكرا لكم. حقيقة، أصبحت حياتي أكثر تعقيد بسبب الطفلة. و لكن لا بأس. سوف نستمر أنا و زوجتي متزوجين على ما أعتقد.
    Bir annenin çocuğunu kaybetmesi kadar acı bir şey yoktur Ama sorun değil. Open Subtitles ولا توجد هناك خسارة أكبر من فقدان أحد الأبوين للطفل، ولكن لا بأس.
    Ama sorun değil, sistemleri var, biliyorum, çünkü ben tasarladım. Open Subtitles ولكن لا بأس لديهم نظام انا أعلم، فأننا قد صممته
    Ama sorun değil. Hippileri dövüyordum. Open Subtitles ولكن لا مشكلة تعرّضت لضرب مبرح وحسب
    Evet Ama sorun değil. Yine de seninle çıkmak istiyorum. Open Subtitles أجل و لكن لا بأس ما زلت أريد الخروج معك
    Ama sorun değil. Bizler dublörüz. İyi bir mantığımız yok. Open Subtitles و لكن لا بأس لأننا مؤديي مشاهد خطرة وليس لدينا إحساس
    Burada kimsenin izlememiş olduğunu düşünmeye başladım, Ama sorun değil. Open Subtitles لدي احساس أكيد أن لا أحد هنا شاهده أيضا لكن لا بأس في هذا
    Korktuğunuzu biliyorum Ama sorun değil çünkü ben buradayım. Open Subtitles و أعلم أنكم خائفون لكن لا بأس, لأنني هنا
    Korktuğunu biliyorum, Ama sorun değil, çünkü ben buradayım. Open Subtitles و أعلم أنكم خائفون لكن لا بأس, لأنني هنا
    Bu yüzden bir deneyeyim dedim Ama sorun değil. Open Subtitles , لذا فكرت أن أحضر مبكراً لكن لا بأس بهذا
    Ama sorun değil. Geldiğim yerden çok da çılgın sayılmazdı. Open Subtitles لكن لا بأس, تعلمون, بطريقة ما ليست بقسوة المكان الذي أتيتُ منه.
    - Neyse, dinlesene. Bence arabadaki o iki eziği bırakıp bizimle gelmelisin, Ama sorun değil. Open Subtitles يجب أن تتخلصي من هذين الشابين وتأتي لتركبي معنا ولكن لا بأس
    Ama sorun değil çünkü senin inşa ettiğin yerlerinde dolandığım... ve senin benim kurduğum duşakabinde duş aldığın bu yerde yaşıyorum. Open Subtitles ولكن لا بأس لأني أحب العيش بمكان أمشي على درجات أنتِ بنيتِها وتغتسلي بدش أنا ركبته
    Ama sorun değil, çünkü o çocuk Earl'ün listesinde. Open Subtitles ولكن لا بأس بذلك لأن الفتى كان في لائحته
    - Bu kadar. Kimse bana inanmayacak Ama sorun değil. Open Subtitles لن يصدق أحد هذه الرمية , ولكن لا مشكلة
    Ama sorun değil, tuhaf bir şekilde sonu iyi bir şeye dönüşüyor. Open Subtitles لكن لا مشكلة تبين ان هذا أصبح أمر جيد لكن لا تقلق الآن
    Banyo sırası için kavga etmeye pek hevesli olduğumu söyleyemem, Ama sorun değil. Open Subtitles لايمكنني القول انني اتطلع الى القتال من أجل المياه الساخنه لكن لابأس بذلك
    Biliyorum geride bıraktığın kadar iyi değil, ve tab ettirmek için biraz beklemen lazım, Ama sorun değil ha? Open Subtitles أعلم إنها ليست جيدة كالتى تركتيها على الجزيرة السابقة و من المحتمل أن تنتظرى قليلاً من أجل الصور لكن لا يهم, أليس كذلك ؟
    Ama sorun değil. Open Subtitles لَكنَّه بخيرُ.
    Çok zaman kaybettim, Ama sorun değil. Çünkü, sonunda mutlu olacağınızı biliyorum. Open Subtitles لقد قضيت وقتاً طويلاً هنا ، ولكن لابأس فأنا أعلم أنك ستكون سعيداً
    Ama sorun değil. Open Subtitles ولكن لا توجد مشكلة
    Jennifer'ı bulmaya çalışırken bunu yapmak çok zor olacak Ama sorun değil. Open Subtitles وهذا سيصبح مستحيلاَ بينما أنا أحاول العثور على جنيفر، ولكن هذا شيء طيب.
    Ardından birisini daha öldürmek zorundasın Ama sorun değil. Open Subtitles ثم سيكون لديك لقتل آخر، ولكن هذا على ما يرام.
    Bunu düşünüp durdum. Ama sorun değil. Open Subtitles ،كنتُ أفكر بشأن ذلك .و هذا لا بأس بهِ
    Evet, Ama sorun değil Ross gittikten sonra Mark geldi. Open Subtitles نعم و لكنه جيد لانه عندما تركت روس جاء مارك
    Kablolu yayın var, Ama sorun değil. Open Subtitles لديهم سلك إلكتروني ، لكن هذا جيد
    Ama sorun değil. Bana göre hava hoş. Open Subtitles وهذا ماشي أنا بخير مع ذلك لكن الى أي حد سيصل هذا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more