"ama tom" - Translation from Turkish to Arabic

• لكن توم

Pekala , bakın , biliyorum belki birilerini öldürdüğümüzü düşündünüz... ..ama Tom o adamı zehirlediğini bilmiyordu.
حسنا انظر، أعرف انك من المحتمل تفكر اننا ربما قتلنا شخص ما، لكن توم لم يعرف انه سمم الرجل،

İkisi birlikte otele gitmiş olmalılar ama Tom tablolarla birlikte geldi.
ولابد أنهم الإثنين ذهبوا للفندق سوياً لكن توم وصل برسومات خاصة بديفد

Daha fazla açıklayamıyorum ama Tom'un burada olması gerekli benim için değil, çocuklar için.
و لا استطيع الحديث عنه لكن توم يجب ان يكون هنا ليس لأجلي لأجل الاولاد

Anti-depresan almayı deneyecektim ama Tom Cruise olmaz diyor.
تعلمين أنا كنت سأجرب مضادات الاكتئاب لكن توم كروز يقول أنه لا يمكنني

- Bak şu an müsait misin yakınlarda mısın bilmiyorum ama Tom'un okuldan alınması gerek.
ماذا تفعلين الأن؟ لكن توم فى حاجة ان يقله أحد من المدرسة وانا عالقة فى العمل

ama Tom sen hala güvendiğim bir askersin ve eski bir dostum.
لكن توم ما زلت ضابط موثوق به وصديق قديم

Ağza alınmayacak şeyler söyledi ama Tom onu hiç ciddiye almadı.
قال بعض الأمور الفظيعة لكن (توم) لم يأخذه على محمل الجد

ama Tom Choake az önce buradaydı. Seni iyileştirmedi mi?
لكن توم شوك كان هنا للتو ألم يجرحك ؟

Güvenlik görevlisi bir ambulans çağırmak istedi, ama Tom beyaz atlı prensim gibi davrandı ve onlara, beni eve götüreceğini söyledi.
أراد الحراس أن يطلبوا لي سيارة إسعاف، لكن (توم) تصرف كفارسٍ لي في درعه اللامع، وأخبرهم أنه سيأخذني إلى المنزل.

- İki ay boyunca, kustuktan sonra, geçen gece, sonunda tam kıvamımdaydım ama Tom öyle değildi.
ليلة أمس كنت بمزاج جيد لكن (توم) لم يكن كذلك

ama Tom, tanıdığım en uysal insandır.
لكن ( توم ) أكثر الاشخاص الذين ألتقيت بهم لطفاً

Bayan Hewes'u beklediğini biliyorum Monique, ama Tom Patty'nin ortağı.
أعلم أنكِ كنتِ تتوقّعين مقابلة السيد (هيوز)، يا (مونيك)، لكن (توم) شريك (باتي)

Başka bir görüşmem var, ama Tom seni bekliyor.
لدي موعد آخر و لكن (توم) سوف يقابلك الآن

Evet, seni aramak istemiştim ama Tom oluruna bırakmam gerektiğini söyledi.
أردت الاتصال بك, لكن (توم) قال لي بأن أتركه وشأنه

ama Tom bir sürü özelliği olan yeni arabaları seviyor...
لكن (توم) يحب السيارات الجديدة ذات الأجهزة و...

Bunun farkındayım ama Tom Lennox bırakmayı kafasına koymuş.
لكن (توم لينوكس) مصر على الإستقالة

ama Tom yanlış düşünüyor. Verdiği rakamlar da yanlıştı...
‫لكن "توم" كان مخطئا بشأن الأرقام...

ama Tom bunu ilgi çekici yapıyor.
لكن (توم) يجعل الأمر ممتعا