"an değil" - Translation from Turkish to Arabic

    • ليس الآن
        
    • ليس وقت
        
    • ليست لحظة
        
    • ليس في الوقت
        
    Kesinlikle, geri dönmemiz gerekirdi, ama ben değil, şu an değil. Open Subtitles بالطبع, علينا أن نعود من نفس طريقنا لكنى لن أفعل ذلك ليس الآن
    Doğru zaman geldiğinde anlarız. Şu an değil sadece. Open Subtitles سنعرف عندما يكون الوقت مناسباً، هذا ليس الآن.
    Hayır, hayır, hayır, şu an değil. Hala sürprizimi bekliyorum. Open Subtitles كلا كلا , ليس الآن أنا متحمس لمفاجأتي
    Çocukları almak zorundayım ve telefon için münasip bir an değil. Open Subtitles يجب أن أخرج مع الولد و هذا ليس وقت جيد للتحدث في الهاتف
    Letitia, inan bana, bu hiç de hatırlanacak bir an değil. Open Subtitles لتيشيا صدقيني هذه ليست لحظة تريدينها أن تحفظ ضمن الذكريات
    Şu an değil, ama sanırım bu değişebilir. Open Subtitles حسناً, ليس في الوقت الحالي, ولكن اعتقد ان ذلك يعتمد...
    Yalnızca şu an değil. Her zaman. Open Subtitles ليس الآن وحسب، بل في حياتي كلّها، ولكن...
    Ki... ben buna açığım, gerçekten, ama şu an değil, anlıyor musun? Open Subtitles وقد تقبلت الموضوع حقاً ولكن ليس الآن
    Bu bazen çekici, ancak şu an değil. Open Subtitles , أنه جذاب , أحيانا , لكن ليس الآن
    Şu an değil, teşekkür ederim. Open Subtitles ليس الآن , شكراً لكِ
    Şu an değil, daha sonra. Open Subtitles ليس الآن, ولكن لاحقا
    - Hayır efendim, şu an değil. Open Subtitles لا ليس بالمعني الحرفي و ليس الآن يا سيدي ...إذاً-
    Hayır, şu an değil. Neden? Open Subtitles لا, ليس الآن, لماذا؟
    Hayır, şu an değil. Neden? Open Subtitles لا, ليس الآن, لماذا؟
    Şu an değil, bir gün yani. Open Subtitles ليس الآن يوماً ما
    Şu an değil ama çok sık. Open Subtitles , ليس الآن لكن معظم الوقت
    Çocukları almak zorundayım ve telefon için münasip bir an değil. Open Subtitles يجب أن أخرج مع الولد و هذا ليس وقت جيد للتحدث في الهاتف
    John, iyi bir an değil. Hayır, dur! Dur bir saniye! Open Subtitles ـ (جون)، هذا ليس وقت مُناسب ـ مهلاً، مهلاً، تمهلي
    Uygun bir an değil. Open Subtitles هذا ليس وقت مُناسب.
    Sarılacak bir an değil tatlım. Anladım. Peki. Open Subtitles ليست لحظة للمعانقة يا عزيزتي - حسن كما تريدين -
    - Pek güzel bir an değil şu an. Open Subtitles هذه ليست لحظة عظيمة بالنسبة لي
    Yok, Madam. Şu an değil. Open Subtitles كلا ليس في الوقت الحاضر
    Şu an değil. Open Subtitles ليس في الوقت الحالي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more