Bak, ikinizin arasında ne geçtiğini bilmiyorum, Ancak hayat çok kısa. | Open Subtitles | اسمعي، لا أدري عما حصل بينكما أنتما الاثنان، لكن الحياة قصيرة. |
Ancak hayat New York'ta bir sanatçı için kolay değildi, Çünkü fakirdim, para yok, galeri temsilciliği yok, intibah yok, hiçbir galeri beni kabul etmezdi. | TED | لكن الحياة كفنان في مدينة نيويورك ليست سهلة ولأنني كنتُ مفساً، لا مال، لا وكالات معارض، لا تمثيل، لذلك لم يكن أي معرض يعرض أعمالي. |
Ancak hayat, karım ve tüm dünya benim için senin hayatın kadar değerli olamaz... | Open Subtitles | لكن الحياة نفسها، وزوجتي والدنيا بأسرها ليست أثمّن من حياتك |
Ancak hayat onun için başka planlar peşindeydi. | Open Subtitles | لكن الحياه كانت تخطط لشيء اخر |
Ancak hayat onun için başka planlar peşindeydi. | Open Subtitles | لكن الحياه كانت تخطط لشيء اخر |
...Ancak hayat devam ediyor ve geriye kalanlar bizi daha güçlü kılıyor. | Open Subtitles | لكن الحياة تستمر والناجون القلائل يصبحون أقوى |
Ancak hayat böyle bir çok mesele barındırır. | Open Subtitles | لكن الحياة هي عبارة عن الكثير من النهايات السائبة |
Şeker kötücül bir şey değildir Ancak hayat ondan kurtulduğunuzda çok daha iyi bir hayattır... | Open Subtitles | السكر ليس شرير لكن الحياة افضل بكثير حينما تتخلص منه |
Ben de 1952'de IBM'e yatırım yapacaktım, Ancak hayat hayal kırıklıklarıyla dolu işte. | Open Subtitles | IBM كنت أريد أن أستثمر بـ عام 1952 و لكن الحياة مليئة بخيبات الأمال |
Ancak hayat onlara kaldırabileceklerinden fazla yük verdi. | Open Subtitles | لكن الحياة قد تمنحهم اكثر مما يحتملونه |
Ancak hayat devam ediyor. | Open Subtitles | لكن الحياة اِستمرت |