"andı" - Translation from Turkish to Arabic

• اللحظات
• كانت عندما
• اللحظة التي
• اللحظه
• كانت لحظة
• لحظةً
• كانت اللحظة
• اللحظة التى
• اللحظة عندما
• هي اللحظة
• هذة كانت افظع لحظة
• كانت لحظه
• لحظة عشتها
• لحظة عصيبة
• ارتضمدت

Onun için sadece sıradan bir andı.
كانَت لحظةً، تعلمين، من بين الكثير منَ اللحظات بالنسبة لَه

tam bununla karşılaştırmıyorum ama, her zaman hatırlanacak bir andı,
ليسَ بالحقيقة لأقارنَ هذا بذاك, و لكنّها إحدى اللحظات التي دائماً تتذكرها,

Üçlüye en yaklaştığımız an köpek pozisyonundayken yatak odasının kapısını açık bıraktığım andı.
المرّة الوحيدة الّتي كنّا على وشك فعل ذلكَ، كانت عندما اشترينا كلباً، وتركت الباب مفتوحاً.

Ama şimdi anlıyorum ki Benimle ilgili bir şeylerin farklı olduğunu anladığım an uyumlu olup gizlenmeye başladığım andı.
ولكنني أدرك الآن أن اللحظة التي أدركت فيها أن شيئًا ما مختلف بشأني كانت نفس اللحظة التي بدأت بموافقتها وتخبئتها.

Bütün o sıkıntının içinde, ağlamaya başladığım ilk andı.
وكانت تلك هي اللحظه الوحيده في هذه المحنه التي بدأت فيها بالبكاء

Hayır, çocuğu alman içindi. O an bir çocuğunun olduğu andı.
كنتِ وأنتِ تحصلين على طفله متبنيه كانت لحظة حصولكِ على الطقله

Doğal olarak bizim için epey büyük bir andı. Ne iş yapıyorsun?
"إذًا طبيعيًّا، كانت هذه لحظةً عظيمةً لنا" حسنٌ، ماذا تعمل لكسب معيشتك؟

Dünya'nın ikiziyle tesâdüfî çarpışması belki de tarihindeki en önemli andı.
اصطدام الأرض العابر مع توأمتها لربما كانت اللحظة الحاسمة في تاريخها.

Bu an, seni tekrar gördüğüm zaman sana ne söyleyeceğimi hem umarak hem de korkarak beklediğim andı.
هذة هى اللحظة التى كنت أخاف منها وأتمناها أتسأل ماذا سأقول وسأفعل إذا رآيتك مرة آخرى

İşte o an benim düşünmeye başladığım andı, tamam, kafatası delme, laparoskopik ameliyat, peki ya tıbbın diğer alanları?
وبالتالي تلك اللحظة عندما بدأت أفكر , حسناً , ثقب الجمجمة , عمليات المنظار لمذا لا تتواجد في غيرها من المجالات الطبية

Onlar gibi olmak zorunda olmadığını anladığım andı bu.
كانت تلك هي اللحظة التي أدركت فيها أنه لم يكن عليّ أن أكون مثلهم.

O an, bildiklerimden vazgeçtiğim bir andı. Çünkü fakirliğin, yalnızca bütçeyi değiştirdiğini, istekleri değiştirmediğini fark etmiştim.
تُعد تلك إحدى اللحظات للتغاضي عما تعلمته، حيثُ أدركت بأن الفقر يغيّر فقط قدرتنا على تحمل التكلفة... لا طموحنا.

Bu her zaman yaşananlar gibi bir andı.
فقد كانت تلك إحدى اللحظات المحددة

Hayatımın en üzücü ânı tüm paramı çalıp tüydüğünü öğrendiğim andı.
هل تعلم أكثر لحظة مفجعة في حياتي كانت عندما اكتشفت أنك سرقت كل أموالي و هربت

Onu ilk fark ettiğim an eski karıma evlenme teklif etmek için izin almaya, itfaiyeye geldiği andı.
المرة الأولى التي لاحظته فيها فعلاً، كانت عندما ظهر عند محطّة الإطفاء يطلب يد زوجتي السابقة للزواج.

Lise yıllarında yaşamak istediğim en önemli andı bu.
هذه اللحظه الحاسمه التي اردت امتلاكها في الثانوية

Size şunu söyleyeyim, bu laboratuvarım için çok duygusal bir andı
بإمكاني أن أخبركم أنها كانت لحظة عاطفية في مختبري.

Benim için kötü bir andı.
. كانت لحظةً سيّئة لي

Hayatımızda kardeşimin sandığı kadar güçlü olmadığı ve benim onun sandığı kadar zayıf olmadığım tek andı.
لقد كانت اللحظة في حياتنا, التي عرفَ فيها أخي أنهُ لم يكن قوياً كما يظن, و أنا لم أكن ضعيفاً

Bu yıllardır düşündüğüm ve hayal ettiğim bir andı ve gerçekleşiyordu.
هذه كانت اللحظة التى كنت أتخيلها وأفكّـر بها لسنوات ها هى تحدث ،وها هى مركبتنا الفضائية

O an tekrar tekrar lanet olmamı söylediğin andı.
تلك اللحظة عندما إقتحمت الغرفة وقلت لي إذهب فأنت ملعون وعليا اللعنة

Ve işte o zaman benim neden Barney ile takıldığımı anladığım andı.
وتلك هي اللحظة التي لاحظت فيها اني خرجت مع بارني

Hayatımdaki en kötü ve en iyi andı.
هذة كانت افظع لحظة عشتها فى حياتى

Çok duygusal bir andı.
لقد كانت لحظه ممتعه جدآ

Sizi temin ederim gergin bir andı.
لقد كانت لحظة عصيبة

Altıncı vuruş sırasında Miguel Tejada'nın Mike Myers'e topu atarken bir kadına vurması korkunç bir andı.
عندما ميجيل تيجادا رد كرة مايك مايرز بقوة و ارتضمدت حقيقة بامرأة